Multilingual Turkish Dictionary

HAM

HAM : English Azerbaijani Turkish

n. donuz budu; ham actor pis aktyor
v. dan. pis oynamaq

HAM : English Turkish

n. jambon, artist, gösterişçi, acemi oyuncu, amatör radyocu

HAM : English Turkish

v. abartılı oynamak, rol kesmek

HAM : English Turkish Medicals

Dizin arka kısmı, diz eklemi arkasındaki çukur bölge, popliteal bölge;
Uylukların üst kısmı ve kalçaların müştereken oluşturduğu oturak bölgesi

HAM : English Turkish Redhouse

hamhäm isim
qambon.
argo abartarak oynayan oyuncu.
konuşma dili amatör radyo operatörü. fiil, argo (hammed, hamming) abartarak oynamak

HAM : Arin Turkish Etimology Dictionary

hap. cocuq dilində utma səsi, işi

HAM : Arin Turkish Etimology Dictionary

tam. tüqüzütqir. tamam. barna

HAM : Az Turkish Farsi

= هامّ (hamm)
صداي قاپيدن چيزي با دهان، صداي هن هن، سر و صدا. هامّ ائدمك (hamm edmәk)
خوردن. (به زبان كودكانه) هامّ-و-هوم (hamm-o-hum)
همهمه، سر و صدا.
جنبش و فعاليت، همّت و تلاش

HAM : Turkish Turkish

(meyve için) yenecek kadar olgun olmayan

HAM : Turkish Turkish

ışlenmemiş (madde)

HAM : Turkish Turkish

ıdmansız

HAM : Turkish Turkish

gerçekleşme olanağı olmayan

HAM : Turkish Turkish

kaba, incelmemi?

HAM : Turkish Turkish

(çocuk dilinde) yemek

HAM : Turkish Risale

f. Bükülmüş, kıvrılmış, eğrilmiş

HAM : Ottoman Turkish

f. Olmamış, pişmemiş, çiğ. * Nâfile, beyhude, boşuboşuna. * İşlenmemiş, üzerinde çalışılmamış. * Acemi kimse, tecrübesiz. Terbiye görmemiş kişi

HAM : Turkish English

adj. unripe, immature, raw, green, unrefined, crude, rude, virgin

HAM : Turkish German

unreif; roh, unbearbeitet; untraniert

HAM : Turkish French

vert/e, brut/e, cru/e, en herbe