HALL
HALL : German Turkish
m l. ses, sada, tanin
(Dröhnen) tangirdama, inilti, gürleme, gümbürdeme
HALL : German Turkish
[der] ses, sada
HALL : Turkish Risale
Sağlamlaştırmak. * Dostluk, sadâkat. * Fakir, hastalıklı, nahif insan. * Sirke
HALL : Ottoman Turkish
Sağlamlaştırmak. * Dostluk, sadâkat. * Fakir, hastalıklı, nahif insan. * Sirke
HALL : English Azerbaijani Turkish
1] zal 2] yeməkxana [universitetdə] 3] dəhliz, vestibül
HALL : English Turkish
n. hol, salon, antre, kabul salonu, koridor, konak, yurt, yemekhane
HALL : English Turkish Redhouse
hallhôl isim
koridor.
hol.
salon.
okul veya üniversite binası.
malikâne, çiftlikteki köşk
HALL : French Turkish
[le] büyük salon, hol