Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Medicals

English Turkish Medicals
FORERUNNER : English Turkish Medicals

Öncü, herhangi birmaddenin oluşmasında öncü rol oynayan madde

FORESKIN : English Turkish Medicals

Sünnet derisi, gulfe

FOREWATERS : English Turkish Medicals

Amnion kesesinde, fetüs'ün presente kısmı önünde bulunan amnion sıvısı

FORK : English Turkish Medicals

n.Çatal dişi şeklinde sivri uzantılara sahip herhangi bir alet

FORMALDEHYDE : English Turkish Medicals

Ekseriyetle su ile karıştırılıp antiseptik olarak kullanılan gazlı keskinbir katışık (HCHO)

FORMALDEHYDOGENIC : English Turkish Medicals

Formaldehid yapan

FORMALIN : English Turkish Medicals

Su ile karıştırılan "Formaldehyde"

FORMATE : English Turkish Medicals

Formik asit tuzu

FORMATION : English Turkish Medicals

Oluşum, teşekkül, formatio

FORMATIVE : English Turkish Medicals

Şekil alma ile ilili, oluşma ve gelişmeyel ilgili;
Şekil verici, oluşmasını asğlayıcı

FORME : English Turkish Medicals

Şekil, biçim

FORMIC : English Turkish Medicals

Karıncalarla ilgili;
Formik asit (karınca asidi) ile ilgili

FORMIC, : English Turkish Medicals

Karıncalarda bulunan bir aside ait

FORMICATION : English Turkish Medicals

Deri üzerinde karınca yürüme hissi

FORMICIASIS : English Turkish Medicals

Karınca ısırıklarından meydana gelen marazi durum

FORMILASE : English Turkish Medicals

Asetik asidi formik aside çevirenbir enzim, formilar

FORMOL : English Turkish Medicals

Formaldehid solüsyonu

FORMULA : English Turkish Medicals

(formulae).
Formül;
Reçete, tertip

FORMULARY : English Turkish Medicals

Reçete mecmuası, kodeks;
Formüler, formül kitabı

FORNIX : English Turkish Medicals

(fornices). Çıkmaz, tavan, forniks

FORSA : English Turkish Medicals

(fossae). Çukur (özellikle kemikte), kemki üzerinde girinti halinde çukur

FORTUITOUS : English Turkish Medicals

Tesadüfi

FOSSETTE : English Turkish Medicals

Foset:Çukurcuk;
Gamze;
Küçük ve derin kornea ülseri

FOSSULA : English Turkish Medicals

(fossulae). Çukurcuk, foset