Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Medicals

English Turkish Medicals
ANONYMOUS : English Turkish Medicals

Adsız, anomimus

ANOPERINEAL : English Turkish Medicals

Anus ile perineum'a ait olan, her iki bölgeyi beraberce ilgilendiren

ANOPHELES : English Turkish Medicals

Sıtmayı yayan sivri sinek. anofel

ANOPHTHALMIA : English Turkish Medicals

Doğuştan gözsüzlük, göz yokluğu

ANOPIA, ANOPSIA : English Turkish Medicals

Körlük

ANORCHUS : English Turkish Medicals

Testisi olmayan, konjenital olarak skrotum içerisinde testis bulunmayan erkek

ANORECTAL : English Turkish Medicals

Anus ve rektuma ait

ANOREXIA, ANOREXY : English Turkish Medicals

Gıdalara karşı iştahsızlık, anoreksi

ANORTHOGRAPHY : English Turkish Medicals

Yazı yitimi

ANOSCOPE : English Turkish Medicals

makat spekulum'u

ANOSMIA : English Turkish Medicals

Koku duygusuzluğu, koku hassesi eksizliği, koku alma hissinin kaybolması,

ANOSODIAPHOBIA : English Turkish Medicals

Hastalığa karşı kayıtsızlık, umursamazlık (özellikle felçlilerde görülür)

ANOSOGNOSIA : English Turkish Medicals

Hastalığını bilmemek, hastalığını anlamak yeteneğinin kaybı

ANOSTEOPLASIA : English Turkish Medicals

Kemik gelişimsizliği, kemikleşme yetersizliği

ANOSTOSIS : English Turkish Medicals

Kemik veremi, kemik zafiyeti (atrofisi), kusurlu kemikleşme

ANOTIA : English Turkish Medicals

Doğuştan kulağı olmama, konjenital kulaksızlık

ANOTOUS : English Turkish Medicals

Kulaksız

ANOVULAR : English Turkish Medicals

Yumurtasız "ovulaiton" ile ilgisi olmayan (siklik döllük kanamaları hk)

ANOVULOMENORRHEA : English Turkish Medicals

"Ovulation" dışı aybaşı hali

ANOXEMIA : English Turkish Medicals

Kanda oksijen azlığı, anoksemi

ANOXIA : English Turkish Medicals

Oksijen yetmezliği,

ANSA : English Turkish Medicals

(ansae) Halka, kangal

ANSERINE : English Turkish Medicals

Kas adalesinde bulunmuş olan e beta-alanyl-methyl-histidine (C10H18O3N4=
24) yapısında ve "carnosine" ile homolog sayılan bir bazik madde, anserin

ANTAGONISM : English Turkish Medicals

Karşılıklı etki, antagonizma;
Zıt tesir (kaslar, ilaçlar veya organizmalar arasında);
Çenede bir taraf, alt ve üst dişlerin birbirleriyle karşılaşması

ANTAGONIST : English Turkish Medicals

Hasım, zıt muhalif, muarız, karşıt;
fizyolojik antidot;
Zıt tesirli kas (extensor ve flexor gibi);
Zıt tesirli madde, antagonist;
Zıt uyum: Bir çenedeki dişin diğer çenede aykırı bir dişle "articulation" göstermesi