Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Phlosef

English Turkish Phlosef
NAGARJUNA : English Turkish Phlosef

M.S.
yüzyılda yaşamış ve değilleme mantığıyla ün kazanmış olan ünlü Budist düşünür. Dünyayı anlama, yorumlama ve varlığın gizini çözme girişimlerinin zorunlu olarak sınırlarla karşılaşacağını, ve eşyanın boş olduğunu öne süren Nagarjuna, yalnızca bilge kişinin, varlıkla ilgili olarak var mı yok mu sorusuna takılmadan, "ne var, ne yok" diyeceğini, herşeye tepeden bakacağını ve tartışmadan susacağını savunmuştur

NIETZSCHE : English Turkish Phlosef

Friedrich Nietzsche.
1900 yılları arasında yaşamış olan ünlü Alman düşünürü. Aydınlanma akılcılığı, hümanizm ve deizminin mantıksal sonuçlarını çıkarsamış olan Nietzsche, Kierkegaard'ın yaptığı gibi, ne fideizm yoluna girmiş, ne de Hegel gibi, inanç ve aklı daha yüksek bir düzlemde uzlaştırmaya çalışmıştır. Aydınlanmanın silahı olan aklı en keskin biçimde kullanmış olan Nietzsche, "Tanrı'nın öldüğünü" iddia etmiştir. Tanrı'nın ölümü karşısında, hümanizmin de anlamı olmadığını, zira Tanrı'nın yokluğunda, insanın metafiziksel bakımdan ilk ve temel olma iddiasının bir temeli bulunmadığını öne süren Nietzsche, hümanizme karşı çıkışında, insanı tanrılaştıran, ona hayvani varoluşu aşma olanağı veren başarıların temelinde, hakikatin değil de, yanlış ve yanılsamanın bulunduğunu göstermeye çalışmıştır. Nietzsche modern insanın benimsediği değerlerin geleneksel dayanaklarının çöktüğünü düşünmüş ve insanlığı gelecekte kokunç savaşların beklediğini sezmiştir. O, modern insanı tam bir hiççiliğin beklediğini savunmuştur. Modern insan için asıl önemli olan, Hıristiyanlığın Tanrı'sına duyulan inancın sarsılmış, Hıristiyan ahlakının dayanağını yitirmiş olmasıdır. İnsan için mutluluğun, hazda değil de, güçlü olmakta yattığını söyleyen Nietzsche'ye göre, böyle bir mutluluğa varmak, sert bir disiplini gerektirir; çünkü hayvani içgüdülere, basit hazlara kapıldığı sürece, insan gerçek ve üstün güçten yoksun kalır. Duygularını, eğilimlerini yücelten insan, hayvanların içinde bulunduğu durumdan sıyrılarak yükselir ve gerçek insan varlığına ulaşır. İşte bu ideal insan, Nietzsche'nin üstün insanıdır. Ona göre üstün insan, insanoğlunun amacıdır

OCKHAMLI : English Turkish Phlosef

Ockhamlı William. Ortaçağ felsefesinin,
1347 yılları arasında yaşamış olan ünlü düşünürü. Tümeller konusunda nominalist bir görüş benimseyen, tümellerin gerçek bir varoluşa sahip olmadığını, yalnızca ağızdan çıkan bir sesten ibaret olduğunu savunan Ockhamlı'ya göre, tümeller kuramsal bakımdan gereksiz olan öğelerdir; tümeller, çokluğa, ortak değil de, yüklenebilir olan isimlerdir. Ockhamlı William, filozofların boşuna bir bireyleşim ilkesi aradıklarını, oysa, şeylerin ilk baştan beri birey olarak varolduğu için, bireyleşmeye ihtiyaç duymadığını söyler. Metafiziksel bir bireyleşim ilkesine değil de, epistemolojik bir tümelleşme ilkesine ihtiyaç duyulduğunu söyleyen William, ilginin metafizikten uzaklaşıp epistemolojiye kaymasına, felsefenin odak noktasına bilgi konusunun geçmesine öncülük etmiştir. Ona göre, özel, bireysel varlıklarla, olayların varoluşunu yalnız deneye, duyulara dayanan bilgi ile bilebiliriz. Her türlü bilginin kaynağında deney, tecrübe vardır. Ockhamlı'ya göre, vahye dayanan gerçekler aklın sınırını aşar. William, bu iki alanı birbirinden kesin çizgilerle ayırır. Bu anlayışta felsefe, eskiden olduğu gibi, artık teolojinin, dinin hizmetinde değildir. Felsefe ondan bağımsız olmaya, kendi dünyasını bulmaya başlar. Ockhamlı ahlak konusunda iradeci bir tavır sergiler, yani, akla ve bilmeye değil de, iradeye üstünlük tanır. Ona göre, bütün ahlak kurallarının temelinde Tanrı'nın özgür iradesi vardır. William, insan varlığının, Tanrı'ya bağımlı olan yaratılmış ve özgür bir varlık olarak, ahlaki bakımdan iradesini tanrısal iradeye uydurması ve Tanrı tarafından konmuş ahlak yasasına uyması gerektiğini söylemiştir

ORTEGA : English Turkish Phlosef

Jose Ortega Gasset. Avrupa akılcılığını belirleyen temel önkabullere şiddetle karşı çıkan çağdaş varoluşçu filozof. Kültürel ve siyasi açıdan muhafazakar bir olan Gasset, tıpkı diğer varoluşçu düşünürler gibi, insan söz konusu olduğunda, özün varoluştan önce geldiğini söyler. Ona göre, taşa bir varoluş verilmiştir, onun olduğu şey olması için çarpışması, mücadele etmesi gerekmez;oysa, insan, içinde bulunduğu her anda, varoluşunu yeniden yaratmak, özünü belirlemek durumundadır

PANAETIUS : English Turkish Phlosef

Orta Stoa'nın M.Ö.
109 yılları arasında yaşamış etkili düşünürü. Stoacılığın idealist özünden belli ölçüler içinde vazgeçen, ruhsal dinginlik ve aldırmazlık idealini reddederken, gerçekten bilge olan insanların varoluşunu yadsıyan Panaetius, ahlak alanı içinde nihai ve en yüksek amacın bireyin özünün olabildiğince geliştirilip yetkinleştirilmesi olduğunu öne sürmüştür

PARMENIDES : English Turkish Phlosef

Değişmeyi ve oluşu yadsıyan görüşü, birtakım aşılamaz güçlüklere yol açmış olan ünlü doğa filozofu. Parmenides'e göre, evrende değişen hiçbir şey yoktur. Gerçeklik mutlak anlamda birdir, kalıcıdır, süreklidir, yaratılmamıştır, yok edilemez; o ezeli ve ebedidir; onda hareket ve değişme yoktur

PASCAL : English Turkish Phlosef

Blaise Pascal.
1662 yılları arasında yaşamış Fransız düşünürü. Aynı zamanda büyük bir matematikçi olan, Torricelli deneyi üzerine eserler yazan ve bir hesap makinesi icad etmiş olan Pascal'ın temel eseri ölümünden sonra yayımlanmış olan Düşünceler'dir. O, 1654 yılında dini bir tecrübe yaşamış, hayatının bundan sonraki dönemine, bilimsel çalışmalarından çok, din ve Tanrı konusundaki görüş ve tartışmaları damgasını vurmuştur. Başka bir deyişle Pascal deist bir hümanizmin, rasyonel bir kuşkuculuğun ve özgür düşüncenin egemen olduğu bir çağda ve toplumda, Tanrı'nın ve tanrısal kayranın gerekliliğinive gücünü gösterme çabası içinde olmuştur. Descartes'ı hem kabul eden ve hem de eleştiren, Descartes'ın matematiksel yöntemin kullanım alanını genişletmek istediği yerde, matematiksel yöntemin başka alanlara uygulanabilirliği ve yararı konusunda kuşkucu bir tavır takınan Pascal, bu yöntemin teolojiyle de, metafizikle de bir ilişkisi olmadığını söylemiştir. Soyut, analitik ve tümdengelimsel düşünen akıl, Pascal'a göre, Tanrı'nın varoluşunu kanıtlayamaz. Hakikati bilmenin, mutlak doğruluğa ulaşmanın tek yolunun akıl, matematiksel ya da bilimsel yöntem olmadığını söyleyen Pascal'a göre, kurtuluş inanç ya da yürektedir. Çözüm inançta, yürekte, dini bir yaşamdadır, çünkü yalnızca burada, inanan insan Tanrı'ya ilişkin aşk dolu bir kavrayışa ulaşır. İnsanın kurtuluşu, samimi müminde söz konusu olan adeta içgüdüsel, doğrudan, aracısız ve akla bağlı olmayan, akıl süzgecinden geçmemiş bir kavrayışta, Tanrı'ya teslim olmalıdır

PEIRCE : English Turkish Phlosef

Charles Sanders Peirce.
1914 yılları arasında yaşamış Amerikalı pragmatist filozof. Öncelikle pragmatizm akımının isim babası olmuş, daha sonra da onun yönteminin ana hatlarını çizmiştir. O, felsefede işe bilgi konusundan başlamış ve burada, Aristoteles'in düzeni doğada bulan nesnel yaklaşımı ile Kant'ın bilgideki düzenin zihnin eseri olduğunu dile getiren öznel yaklaşımının bir sentezini yapmıştır. Kavram, fikir ve kuramlarımızın doğruluklarını, onların yararlılıklarıyla özdeşleştiren Peirce'a göre, yöntem öncelikle düşüncelerimizi açık ve seçik hale getirmekten oluşur, öyle ki bu yöntemle felsefe bir bilime dönüşecektir

PHYRRHON : English Turkish Phlosef

M.Ö.
275 yılları arasında yaşamış olan kuşkuculuğun kurucusu ünlü Yunanlı düşünür. İnsanın bilgiye ulaşmasının, görünüşleri aşıp, gerçekliğe erişmesinin olanaksız olduğunu savunan Phyrrhon, her görüş için leyhte ve aleyhte aynı derecede güçlü olan kanıtlar bulunduğunu, bundan dolayı yapılması gereken en iyi şeyin hiçbir tarafa meyletmemek, bilgisizlik itirafında bulunmak, hiçbir şey söylememek, yargıyı askıya almak olduğunu söylemiştir

PLATON : English Turkish Phlosef

M.Ö.
347 yılları arasında yaşamış olan ve düşünce tarihinin tanıdığı ilk ve en büyük sistemin kurucusu olan ünlü Yunan filozofu. Sisteminde, Sofistlerin Yunan toplumu üzerindeki olumsuz etkileriyle savaşmaya çalışmış olan Platon, işe öncelikle bilgi konusuyla başlamış ve mutlak ve kesin bir bilginin var olduğu konusundu tümüyle dogmatist bir tavır sergilemiştir. Ona göre, değişen hiçbir şekilde bilinemeyeceği için, insan zihninden bağımsız olan değişmez bir varlık olmalıdır. Mutlak ve kesin bir bilgiye erişmek ve bu bilgiyi başkalarına aktarmak durumundaysak eğer, Platon'a göre, dünyada sabit, kalıcı ve değişmez olan birtakım varlıklar olmalıdır. O bu değişmez, sabit ve kalıcı varlıklara İdealar adını verir. Öyleyse, Platon'a göre, bilgi tikel olanın ve değişenin beş duyu yoluyla kazanılmış empirik bilgisi değil de, değişmez ve tümel olanın akıl yoluyla kazanılan ezeli-ebedi bilgisidir. İdealar yalnızca bilgisinin nesneleri olmakla kalmazlar, onlar aynı zamanda gerçekliği oluşturan varlık kategorisini meydana getiren temel varlıklardır. Başka bir deyişle, Platon, "Gerçekliğin ne olduğu", "Neyin gerçekten var olduğu" şeklindeki temel metafiziksel soruya, gerçekliğin madde ya da dış dünyada değil de, dış dünyadaki şeylerin İdealarında olduğu yanıtını vermiştir. Bizim algıladığımız duyusal şeyler sürekli olarak değişmektedir

PLOTINOS : English Turkish Phlosef

M.S.
270 yılları arasında yaşamış ve Platon'un metafiziğini, biraz daha farklı bir versiyon içinde yeniden öne sürmüş olan filozof. Onun öğretisi sayesinde, Platon, Hellenistik çağda ve bu arada Ortaçağda, hem Hıristiyan felsefesinde ve hem de İslam felsefesinde etkili olmaya devam etmiştir. Felsefesinde, Platon'un Devlet'te yer alan iyi İdeasıyla ilgili görüşlerinden yola çıkan Plotinos, Platon'un İyi İdeasını tanrılaştırmış ve varolan herşeyi Tanrı'dan başlayan bir türüm ya da sudur süreciyle açıklamıştır. O da, tıpkı Platon gibi, maddi dünyanın, sürekli olarak değiştiği için, gerçek olamayacağını düşünür. Yalnızca değişmeyen bir şey gerçekten var olabilir. Bundan dolayı, bu değişmeyen gerçeklik, Platon'un da göstermiş olduğu gibi, maddi dünyadan farklı ve ayrı olmalıdır. Bu varlık ise, plotinos'a göre, Tanrı'dır. O Tanrı hakkında, Tanrı'nın bu dünyadaki herşeyi aştığını söylemek dışında, hiçbir şey söylenemeyeceğini iddia eder. Madde, ruh ve zihinden her biri değiştiği için, Tanrı ne madde, ne ruh, ne de zihindir. Plotinos için Tanrı'ya ulaşmanın tek yolu, rasyonel akıl yürütmeden ya da duyusal bir tecrübeden, deneyden bağımsız olan mistik bir vecd hali içine girmektir. Tanrı'nın bütünüyle saf ve basit olduğunu, Tanrı'da kompleks hiçbir şey bulunmadığını belirtmek, Tanrı'nın Mutlak Birlik olduğuna işaret etmek için, Plotinos Tanrı'dan Bir diye söz eder

PLÜTARKHOS : English Turkish Phlosef

Orta Platonculuğun, M.Ö.
120 yılları arasında yaşamış olan önemli düşünürü, ahlakçı ve tarihçisi. Tarihle ilgili çalışmaları yanında, Platon'un eserleri üzerine şerh ya da yorumlar yazmış olan filozofun düşüncesi, özü itibariyle eklektik bir nitelik taşır. Buna göre, yalnızca Platon'dan değil, fakat Peripatetiklerden, Stoalılardan ve özellikle de Yeni-Pythagorasçılardan etkilenmiş olan Plütarkhos, Orta ve Yeni Akademilerin kuşkuculuğunun bir sonucu olarak, kuramsal spekülasyonun imkanı ya da yararı söz konusu olduğunda kuşkucu bir tavır almış, ve Aşkın olanla sezgiye dayanan bir doğrudan temas üzerinde ısrarlı olarak Yeni-Platoncu felsefeye çıkan yolda önemli bir adım oluşturmuştur

POINCARE : English Turkish Phlosef

Henri Poincare.
Ünlü Fransız matematikçisi, mühendis ve filozofu. Bergson ve James'la aynı zihniyeti paylaşan ve bilimin, ilke olarak birtakım sonuçların aksiyomlardan çıkartılması suretiyle mekanik bir tarzda kurulabileceği düşüncesine karşı çıkan Poincare, düşünceyi mekanikleştirme girişimlerine karşı çıkıp, sezgi, yaratıcı düşünce ve kendiliğindenliğin önemini vurgulamıştır. O, bu çerçeve içinde, uzlaşımcı bir görüş benimsemiş ve mekaniğin yasalarının uzlaşımlardan başka bir şey olmadığını dile getirirken, bir "uzlaşım"ın insan ruhunun özgür bir yaratısı olduğunu savunmuştur

POLANYI : English Turkish Phlosef

Michael Polanyi. Descartes'la başlayıp, Viyana Çevresi düşünürlerine kadar uzanan tarihsel süreçte savunulan "nesnel ve kesin bilgi ideali"ne şiddetle karşı çıkmış olan çağdaş bilim felsefecisi. Bilimin kendisine bağlılık duyduğumuz bir inançlar sisteminden başka hiçbir şey olmadığını öne süren Polanyi, bilimin açıklanması söz konusu olduğunda, dışsalcı bir yaklaşımı benimsemiştir. Başka bir deyişle, bilimin kendi iç mantığıyla değil de, içinde yer aldığı tarihsel ve toplumsal bağlama dayandırılarak açıklanmak durumunda olduğunu öne süren Polanyi'ye göre, bilim adamı toplumsal bir varlık olduğu için, bilimin bir sosyolojisi olmak gerekir

POPPER : English Turkish Phlosef

Karl Raimund Popper. Bilim ve siyaset felsefesiyle uğraşmış olan,
yüzyılın en önemli düşünürlerinden biri. Popper'ın felsefeye yaptığı ilk büyük ve önemli katkı, bilime bir sınır çekme problemine getirdiği yeni çözümden oluşur. Onun zamanına dek kabul edilmiş olan görüşe göre, bilim tümevarım yöntemiyle seçkinleşir, yani bilim sonuçlarına, mantıksal analiz yerine, gözlem ve deney yöntemiyle ulaşır. Buradaki büyük güçlük ise, şudur; Ne kadar çok ve uzun süreli gözlem yapılmış olursa olsun, eldeki veriler sınırlanmamış bir genellemenin, tümel bir önermenin doğruluğunu saptamak için hiçbir zaman yeterli olmayacaktır. Örneğin, "Tüm kargalar siyahtır" şeklindeki sınırlanmamış bir genellemenin doğruluğu, bu dünyada şimdi varolan ve gelecekte varolacak olantüm kargaları hiçbir zaman gözlemleyemeyceğimiz için, kanıtlanamaz. Bu ise, bizi şu endişe verici, kaçınılmaz sonuca götürür: Bilim, yalnızca doğanın düzenliliğine duyduğumuz inançla varolabilir ki, bunu da tanımlamak ve kanıtlamak görünüşte olanaksızdır. Popper, işte bu durumun bir sonucu olarak, sınırlanmamış genellemelerin, deneye dayanan tümel önermelerin doğrulanamayacağını savunur, ancak bir yandan da bunların yanlışlanabileceğine işaret eder. "Tüm kargalar siyahtır" genellemesi hiçbir zaman doğrulanmasa bile, beyaz tek bir karga, onu yanlışlamaya yeter. Popper'a göre, bilimde belirleyici olan yanlışlamadır. Bilim, hiç kuşku yok ki, kuramlarını geliştirebilir, onları tüm testlerden başarıyla geçmiş olan yeni kuramlarla değiştirebilir. Ancak bilim, hiçbir zaman doğayla ilgili olarak kesin, değişmez ve mutlak doğrulara ulaşmış olduğunu iddia edemez

PORPHYRIOS : English Turkish Phlosef

M.S.
Yeni-Platoncu düşünür. Plotinos'un eserlerine yorumlar yazmış olan Porphyrios'un en önemli eseri, tümeller konusunu ele aldığı İsagoji'dir. Porphyrios, bu eserinde, beş tümel konusunu, cins, tür, ayırım, türsel ayırım ve ilinek kavramlarını sistematik bir tarzda incelemiş ve bu yolla Ortaçağın ünlü tümeller kavgasına giden yolu açmıştır. Porphyrios, pratik ve dini öğelere, Plotinos'a kıyasla çok daha önem vermiş olan bir düşünürdür. Felsefenin nihai ve en yüksek gayesinin ruhun kurtuluşu olduğunu söyleyen filozofa göre, ruh, dikkatini aşağı olandan daha yüksek olana doğru çevirmek suretiyle arınmanın yollarını aramalıdır. Bu çerçeve içinde, arınmanın yolu, çilecilik ve Tanrı'ya ilişkin bilgidir

POSEIDONIUS : English Turkish Phlosef

Orta Stoa'nın, M.Ö.
51 yılları arasında yaşamış olan etkili düşünürü. Görüşlerinde akılcılıkla, gizemciliğin bir sentezini yapmış olan Poseidonius, Stoacı birciliği sürdürürken, bir yandan da bir Varlık dereceleri anlayışı geliştirmiştir

PROKLOS : English Turkish Phlosef

Ünlü Yeni-Platoncu düşünür. Proklos iki temel kitabında, Teolojinin Öğeleri ve Platon'un Teolojisi adlı eserlerinde, hem Plotinos'un ve hem de kendisinin görüşlerini ayrıntılı olarak açıklama çabasıyla ün kazanmıştır

PROTAGORAS : English Turkish Phlosef

M.Ö.
420 yılları arasında yaşamış ve "İnsan herşeyin, varolan şeylerin varolduklarının ve varolmayan şeylerin varolmadıklarının, ölçüsüdür" sözüyle ün kazanmış olan Sofist düşünür. Protagoras, insan aklını sorguya çekmiş, bir yandan soyut spekülasyonun önüne geçerken, bir yandan da insan aklının kendi üzerine düşünme gücünü gözler önüne sermiştir. Pratik bir bilgeliğe sahip bir kişi olarak da, insana boş, sonuçsuz araştırmalardan, kendisine dönme çağrısı yapmış ve insanı dünyasının merkezine yerleştirmiştir. Bilgi, doğruluk ve değeri tümüyle göreli kılan, şeylerin insanlara göründüğü gibi olduğunu savunan Protagoras, Tanrı konusunda agnostik bir tavır almıştır

QUINE : English Turkish Phlosef

Willard Von Orman Quine. Mantığın temelleri ve özellikle de semantik yönleriyle ilgili bir kuram geliştirmiş olan Amerikalı çağdaş mantıkçı ve filozof. Genelde Russell ve Whitehead tarafından geliştirilmiş olan matematiksel mantığa sadık kalmış olan Quine, İngiliz filozoflarının mantığın ontolojik olarak nötr olduğu genel görüşüne karşıt bir tavırla, bir mantık kuramının kabulünün ortaya çıkardığı ontolojik sonuçları dile getirmeye çalışmıştır. Düzeltilemez olan analitik önermelerle, deney sonucu düzeltilebilir sentetik önermeler arasında temelli bir ayırım bulunduğu teziyle, anlamlı her önermenin, doğrudan ve aracısız deneylerden hareketle oluşturulmuş bir yapım olduğu görüşüne şiddetle karşı çıkan Quine, Duhem'i izleyerek, bilim adamının deneyin sınamasına, yalıtlanmış bir önermeyi değil de, bir dizi önermeyi tabi tuttuğunu öne sürmüştür. Onun görüşüne göre, bir önerme yalnızca "deneylerin yalın bir özeti" değil, fakat bilimsel bir sistemin bir bileşenidir

REICHENBACH : English Turkish Phlosef

Hans Reichenbach. Nazi Almanya'sından kaçarak sığındığı Türkiye'de de hocalık yapmış olan çağdaş neopozitivist düşünür. Bilimin tümüyle rasyonel bir faaliyet olmakla birlikte, burada mutlak doğruluk düşüncesinden vazgeçilmesi gerektiğini öne süren Reichenbach yalnızca olasılıktan söz edebileceğimizi söylemiştir. Bir tavır olarak olasıcılığı benimseyen filozof, olasıcılığın temele alınması durumunda, pozitivist geleneğin ünlü doğrulanabilirlik ilkesinin de değiştirilmesi gerektiğini söylemiştir. Doğrulanabilirlik konusunda özgün katkılar da bulunan Reichenbach, dört tür doğrulanabilirliği birbirinden ayırmıştır. Bunlar sırasıyla, tekniğin gelişme düzeyiyle orantılı olarak gündeme gelen teknik doğrulanabilirlik, doğa yasalarıyla çelişmemeyi ifade eden fiziki doğrulanabilirlik ve çelişkiden bağışık olmayı ifade eden mantıksal doğrulanabilirlik ve deneysel doğrulanabilirliktir

REID : English Turkish Phlosef

Thomas Reid.
1796 yılları arasında yaşamış olan İskoç filozofu. Sağduyu felsefesine çok önemli katkılar yapmış olan Reid, sağduyunun savunuculuğunu yapmış ve her tür bilgiyle bilimin, apaçık ilkelere dayandığını öne sürmüştür. Sağduyusu olan tüm insanların açık ve seçik bir biçimde algıladığını öne sürdüğü bu ilkeler arasında, ona göre, matematiğin zorunlu ilkeleriyle, sağduyunun zihinden bağımsız bir dış dünyanın varolduğunu dile getiren ilkeleri vardır

RENOUVIER : English Turkish Phlosef

Charles Renouvier.
1903 yılları arasında yaşamış ve Leibniz'le Kant'ın etkisi altında kalıp, pragmatizmin kurucusu James'ı etkilemiş olan Fransız düşünür. Şeylerin bilgi bakımından fenomenler olduğunu söyleyen Renouvier, buradan, Berkeley'in yaptığı gibi, şeylerin varoluşları için özneye bağlı olduğu sonucunu çıkartmamıştır. Ben ile de, tasarımların bir sentezini anlayan Renouvier, söz konusu empirizmi irade özgürlüğüyle aşmaya çalışmıştır

RICOEUR : English Turkish Phlosef

Paul Ricoeur. 1913 yılında doğmuş olan ünlü Fransız filozofu. Ününü, felsefede, çok büyük ölçüde, rasyonellik öncesi işaret ya da simgelerde içerilen anlamı yorumlamaktan oluşan hermeneutik yöntemi özgün bir biçimde geliştirmiş olmaktan alan Ricoeur, rakip kuramlardan uyumlu, sağlam ve yetkin bir sentez yaratan bir düşünür olarak tanınır. Buna göre, hermeneutikten başka, Karl Jaspers ve Gabriel Marcel'in varoluşçuluğu ve Edmund Husserl'ın fenomenolojisiyle de uzun yıllar meşgul olan Paul Ricoeur, "sembol düşünceyi doğurur" derken, hermeneutiğin ilk ve temel öncülünü iyi bir biçimde ifade etmiş, efsane, din, sanat ve ideolojinin sembollerinin felsefi yorum yoluyla açığa çıkarılabilecek mesajlar taşıdığını öne sürmüş ve dolayısıyla da, hermeneutiği, dolaylı anlamı yorumlama, görünüşteki anlamların gerisindeki gizli anlamları gözler önüne serme yöntemi olarak tanımlamıştır

RORTY : English Turkish Phlosef

Richard Rorty. 1931 doğumlu çağdaş Amerikan filozofu. Temelde metafelsefeyle ilgilenen Rorty, büyük ölçüde Quine'ın düşünceleri üzerinde yoğunlaşmış ve buradan hareketle, daha çok analitik felsefeyi konu alan geniş kapsamlı bir eleştiri geliştirmiştir. Ona göre, felsefe, çeşitli okulların etkisiyle,
yüzyılda temelde savunma amaçlı bir felsefeye dönüştürülmüştür. Batı felsefesine Platon ve Aristoteles'ten beri damgasını vuran "izleyici bilgi görüşü"nden tümüyle vazgeçilmesi gerektiğini öne süren Rorty, yeni bir başlangıcı, yenibaştan düşünme tarzını Dewey, Sartre, Heidegger ve Witgenstein'da bulmuştur. Bu felsefe türü, onun 1982 yılında yayınladığı Pragmatizmin Sonuçları adlı eserinde ortaya koyduğu, ıslah edici, ahlaki bakımdan takviye edici bir felsefedir