Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SALABILITY : English Turkish Redhouse

sal.abil.i.tyisim satılabilme, satılma şansı

SALABLE : English Turkish Redhouse

sal.a.blesey'lıbıl sıfat satılabilir

SALABLENESS : English Turkish Redhouse

sal.a.ble.nessisim satılabilme, satılma şansı

SALACIOUS : English Turkish Redhouse

sa.la.cioussıley'şıs sıfat
şehvetli.
müstehcen

SALAD : English Turkish Redhouse

sal.adsäl'ıd isim salata

SALAMANDER : English Turkish Redhouse

sal.a.man.dersäl'ımändır isim semender

SALAMI : English Turkish Redhouse

sa.la.misıla'mi isim salam

SALARIED : English Turkish Redhouse

sal.a.riedsıfat maaşlı, aylıklı, ücretli

SALARY : English Turkish Redhouse

sal.a.rysäl'ıri isim maaş, aylık, ücret. fiil maaş vermek, ücret vermek, aylık bağlamak

SALE : English Turkish Redhouse

saleseyl isim
satış.
indirimli satış, ucuzluk, tenzilatlı satış

SALEABLE : English Turkish Redhouse

sale.a.blesey'lıbıl sıfat, İngiliz İngilizcesi bakınız salable

SALES CLERK : English Turkish Redhouse

tezgâhtar, satış elemanı

SALESMAN : English Turkish Redhouse

sales.manseylz'mın isim (salesmen) satıcı, satış elemanı; tezgâhtar

SALESMANSHIP : English Turkish Redhouse

sales.man.shipseylz'mınşîp isim satıcılık

SALESROOM : English Turkish Redhouse

sales.roomseylz'rum isim satış yeri

SALESWOMAN : English Turkish Redhouse

sales.wom.anseylz'wûmın isim (saleswomen) satıcı kadın; kadın tezgâhtar

SALIENT : English Turkish Redhouse

sa.li.entsey'liyınt sıfat
göze çarpan, dikkati çeken.
çıkıntılı

SALINE : English Turkish Redhouse

sa.linesey'lin, sey'layn sıfat
tuzlu.
tuz gibi

SALIVA : English Turkish Redhouse

sa.li.vasılay'vı isim salya, tükürük

SALIVATE : English Turkish Redhouse

sal.i.vatesäl'ıveyt fiil
salya akıtmak.
ağzı sulanmak

SALLOW : English Turkish Redhouse

sal.lowsäl'o sıfat benzi sararmış, soluk yüzlü; soluk, solgun (beniz)

SALLY : English Turkish Redhouse

sal.lysäl'i isim
kuşatma sırasında askerin hücuma geçmesi.
ani hareket veya hamle.
gezinti. fiil
forth/out dışarı fırlamak.
forth/out hücuma geçmek.
forth/out geziye çıkmak

SALMON : English Turkish Redhouse

salm.onsäm'ın isim som balığı

SALON : English Turkish Redhouse

sa.lonsılan' isim salon, dükkân: beauty salon kuaför salonu

SALOON : English Turkish Redhouse

sa.loonsılun' isim
bar, meyhane.
İngiliz İngilizcesi (körüksüz) binek arabası.
İngiliz İngilizcesi salon, dükkân: billiards saloon bilardo salonu. İngiliz İngilizcesi (yolcu gemisinde) salon