Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SAUDI : English Turkish Redhouse

Sa.u.disawu'di isim, sıfat Suudi

SAUDI ARABIA : English Turkish Redhouse

Suudi Arabistan

SAUDI ARABIAN : English Turkish Redhouse

Suudi Arabistanlı, Suudi.
Suudi Arabistan, Suudi, Suudi Arabistan'a özgü

SAUNTER : English Turkish Redhouse

saun.tersôn'tır fiil aylak aylak dolaşmak, avare avare dolaşmak. isim aylak aylak dolaşma

SAUSAGE : English Turkish Redhouse

sau.sagesô'sîc isim sosis; sucuk

SAVAGE : English Turkish Redhouse

sav.agesäv'îc sıfat
vahşi, yabanıl, yabani.
acımasız, zalim. isim
vahşi adam.
zalim ve canavar ruhlu kimse. fiil vahşice saldırmak

SAVAGENESS : English Turkish Redhouse

sav.age.nessisim vahşilik, yabanıllık, yabanilik, vahşet

SAVAGERY : English Turkish Redhouse

sav.age.ryisim vahşilik, yabanıllık, yabanilik, vahşet

SAVE : English Turkish Redhouse

saveseyv fiil
kurtarmak: save someone's life birinin hayatını kurtarmak.
korumak. Turn on the lights to save your eyes. Gözlerinizi yormamak için ışığı açın.
saklamak, ayırmak.
biriktirmek.
on
i idareli kullanmak,
den tasarruf etmek.
bilgisayar kaydetmek

SAVE FACE : English Turkish Redhouse

görünüşü kurtarmak

SAVE FOR : English Turkish Redhouse

hariç

SAVE ONE'S FACE : English Turkish Redhouse

(itibarını zedeleyebilecek bir durumdan) yüzünün akıyla çıkmak

SAVE ONE'S SKIN : English Turkish Redhouse

postunu kurtarmak

SAVE THAT : English Turkish Redhouse

ancak, yalnız

SAVING : English Turkish Redhouse

sav.ingsey'vîng edat, bağlaç
den başka,
.. dışında,
.. hariç

SAVING YOUR PRESENCE : English Turkish Redhouse

hâşâ huzurdan, sözüm yabana, sözüm meclisten dışarı

SAVINGS : English Turkish Redhouse

sav.ingssey'vîngz isim biriktirilmiş para; tasarruflar

SAVINGS ACCOUNT : English Turkish Redhouse

ticarettasarruf hesabı

SAVINGS BANK : English Turkish Redhouse

tasarruf sandığı, tasarruf bankası

SAVIOR : English Turkish Redhouse

sav.iorseyv'yır isim kurtarıcı

SAVIOUR : English Turkish Redhouse

sav.iourseyv'yır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız savior

SAVOR : English Turkish Redhouse

sa.vorsey'vır isim
tat, lezzet, çeşni.
zevk, tat. fiil
of tadı olmak, lezzeti olmak.
çeşni vermek; lezzet vermek.
kokusu olmak.
zevk almak, tadına varmak

SAVORINESS : English Turkish Redhouse

sa.vor.i.nessisim lezzetlilik

SAVORY : English Turkish Redhouse

sa.vor.ysey'vıri sıfat
lezzetli.
hoş kokulu. isim
ballıbabagillerden, yaprakları bahar olarak kullanılan) sater, zater.
İngiliz İngilizcesi yemeğin başında veya sonunda yenen bir yemek

SAVOUR : English Turkish Redhouse

sa.voursey'vır isim, fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız savor