Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SETTLE : English Turkish Redhouse

set.tleset'ıl fiil
(insanları) (bir yere) yerleştirmek; (insanları) (boş bir yere) iskân etmek;
e yerleşmek.
(bir şeyi) (bir yere) oturtmak;
e oturmak.
(kuş) konmak.
(sinirleri) yatıştırmak; (mideyi) rahatlatmak; yatışmak; rahatlamak.
(binada) tasman meydana gelmek.
(kahveyi) berraklaştırmak.
(sıvının içindeki katı maddeleri) çökeltmek.
(sıvının içindeki katı maddeler) çökelmek.
(kuru bir maddeyi) çökertip sıkıştırmak.
(kuru bir madde) çöküp daha sıkışık olmak.
karar vermek, kararlaştırmak.
(bir anlaşmazlığı, bir davayı) halletmek, çözmek

SETTLE A SCORE WITH SOMEONE : English Turkish Redhouse

iriyle kozunu paylaşmak, biriyle hesaplaşmak; birinden (bir şeyin) acısını çıkarmak

SETTLE ACCOUNTS : English Turkish Redhouse

hesaplaşmak

SETTLE AN ACCOUNT : English Turkish Redhouse

hesabı ödemek.
hesabını görmek

SETTLE DOWN : English Turkish Redhouse

uslanmak, yola gelmek.
sakin olmak.
rahat bir şekilde oturmak.
to kendini (bir işe) vermek, (bir işi) cidden yapmaya başlamak.
in (bir işe) alışmak

SETTLE FOR : English Turkish Redhouse

-e razı olmak,
i kabul etmek

SETTLE ON : English Turkish Redhouse

-e karar vermek

SETTLE ONE'S AFFAIRS : English Turkish Redhouse

ütün işlerini halletmek

SETTLE OUT OF COURT : English Turkish Redhouse

mahkemeye başvurmadan uzlaşmak

SETTLE SOMEONE DOWN : English Turkish Redhouse

birini uslandırmak, birini yola getirmek.
birini sakinleştirmek.
in birini (rahat bir yere) oturtmak

SETTLE SOMEONE IN A PLACE : English Turkish Redhouse

irini bir yere yerleştirmek/iskân etmek

SETTLE SOMEONE'S HASH : English Turkish Redhouse

irinin hakkından gelmek

SETTLE UP WITH SOMEONE : English Turkish Redhouse

irine karşı olan borcu ödemek

SETTLE UPON : English Turkish Redhouse

-e karar vermek

SETTLEMENT : English Turkish Redhouse

set.tle.mentset'ılmınt isim
yerleştirme; iskân; yerleşme.
köy.
çökelme.
(binada oluşan) tasman, oturma.
(anlaşmazlığı, davayı) halletme.
hesabı kapatma; hesabı kapatmak için ödenen para.
(birine) (bir şeyi) bırakma/bağışlama; (birine) (bir şeyi) bırakma/bağışlama belgesi; bırakılan/bağışlanan şey/şeyler

SETTLER : English Turkish Redhouse

set.tlerset'lır isim bir yere yerleşen veya yerleştirilen kimse

SETUP : English Turkish Redhouse

set.upset'^p isim, konuşma dili
düzen, sistem: What's the setup like there? Oradaki düzen nasıl?
tuzak: It's a setup by the police. Polisin kurduğu bir tuzak o

SEVEN : English Turkish Redhouse

sev.ensev'ın sıfat yedi. isim
yedi, yedi rakamı (1, VII).
iskambil oyunları yedili

SEVENFOLD : English Turkish Redhouse

sev.en.foldsıfat, zarf yedi kat, yedi misli

SEVENTEEN : English Turkish Redhouse

sev.en.teensev'ıntin' sıfat on yedi. isim on yedi, on yedi rakamı (31, XVII)

SEVENTEENTH : English Turkish Redhouse

sev.en.teenthsıfat, isim
on yedinci.
on yedide bir

SEVENTH : English Turkish Redhouse

sev.enthsev'ınth sıfat, isim
yedinci.
yedide bir

SEVENTIETH : English Turkish Redhouse

sev.en.tiethsıfat, isim
yetmişinci.
yetmişte bir

SEVENTY : English Turkish Redhouse

sev.en.tysev'ınti sıfat yetmiş. isim yetmiş, yetmiş rakamı (18, LXX)

SEVER : English Turkish Redhouse

sev.ersev'ır fiil
kesmek.
ayırmak.
kopmak, ikiye ayrılmak