English Turkish Redhouse
SHOULDER TO SHOULDER : English Turkish Redhouse
omuz omuza, yan yana.
omuz omuza, dayanışma içinde
SHOULDN'T : English Turkish Redhouse
should.n'tşûd'ınt kısaltma should not
SHOUT : English Turkish Redhouse
shoutşaut fiil bağırmak; haykırmak. isim bağırtı, bağırış; haykırı, haykırış
SHOUT SOMEONE DOWN : English Turkish Redhouse
ağırarak birini konuşturtmamak
SHOVE : English Turkish Redhouse
shoveş^v fiil (sert bir şekilde) itmek. isim itiş
SHOVE OFF : English Turkish Redhouse
denizcilikle ilgili avara etmek.
gitmek, çıkmak, palamarı çözmek
SHOVE SOMETHING INTO : English Turkish Redhouse
ir şeyi (bir yere) sokmak
SHOVEL : English Turkish Redhouse
shov.elş^v'ıl isim kürek. fiil (shoveled/shovelled, shoveling/shovelling) kürekle atmak, küreklemek, küremek, kürümek
SHOVEL FOOD INTO ONE'S MOUTH : English Turkish Redhouse
yemeği hapır hupur yemek/atıştırmak
SHOW : English Turkish Redhouse
showşo fiil (showed, shown)
göstermek.
görünmek, gözükmek. isim
televizyon program, izlence.
şov, revü.
sergi.
gösteri: air show uçuş gösterisi.
müsamere.
gösteriş, sahte davranış.
konuşma dili iş; kuruluş: Who's running this show? Burasını kim yönetiyor?
SHOW BIZ : English Turkish Redhouse
oyunculuk; artistlik
SHOW BUSINESS : English Turkish Redhouse
oyunculuk; artistlik
SHOW DIRT : English Turkish Redhouse
kir tutmak
SHOW DISRESPECT FOR : English Turkish Redhouse
-e saygısızlıkta bulunmak
SHOW ME THE HOWS AND THE WHYS OF IT. : English Turkish Redhouse
Bana işin nedenlerini anlatın
SHOW OF STRENGTH : English Turkish Redhouse
kuvvet gösterisi
SHOW OFF : English Turkish Redhouse
gösteriş yapmak, fiyaka satmak, caka satmak.
gururla göstermek
SHOW ONE'S FACE : English Turkish Redhouse
gözükmek, görünmek
SHOW ONE'S HAND : English Turkish Redhouse
niyetini açıklamak
SHOW ONE'S TEETH : English Turkish Redhouse
dişlerini göstermek, tehdit etmek
SHOW ONE'S TRUE COLORS : English Turkish Redhouse
asıl karakterini açığa vurmak
SHOW SIGNS OF : English Turkish Redhouse
(birinde) (belirli bir şeyin) belirtileri gözükmek
SHOW SOMEONE AROUND : English Turkish Redhouse
irini gezdirmek, birine rehberlik etmek
SHOW SOMEONE IN : English Turkish Redhouse
irini içeri almak, birini buyur etmek, birini içeriye buyur etmek
SHOW SOMEONE OUT : English Turkish Redhouse
irini kapıya kadar uğurlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani