Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
EMBRACE : English Turkish Redhouse

em.braceîmbreys' fiil
(birine) sarılmak, (birini) kucaklamak; kucaklaşmak.
kapsamak.
(bir dini) kabul etmek, (bir dine) girmek.
(bir teklifi) kabul etmek. isim kucak

EMBROIDER : English Turkish Redhouse

em.broi.derîmbroy'dır fiil
üzerine nakış işlemek.
(anlatılan bir öykü veya olayı) hayalinden bir şeyler katarak süslemek

EMBROIDERY : English Turkish Redhouse

em.broi.der.yisim nakış, işleme

EMBROIDERY FRAME : English Turkish Redhouse

kasnak

EMBROIL : English Turkish Redhouse

em.broilîmbroyl' fiil (birini) (zor bir işe) sokmak, karıştırmak

EMBRYO : English Turkish Redhouse

em.bry.oem'briyo isim, biyoloji embriyon, oğulcuk

EMCEE : English Turkish Redhouse

em.ceeem'si' isim sunucu. fiil (bir programın) sunuculuğunu yapmak

EMEND : English Turkish Redhouse

e.mendîmend' fiil (bir metnin) yanlışlarını düzeltmek

EMENDATION : English Turkish Redhouse

e.mend.a.tionisim (metne ait) düzeltme

EMERALD : English Turkish Redhouse

em.er.aldem'ırıld isim
zümrüt.
zümrüt yeşili. sıfat zümrüt yeşili

EMERGE : English Turkish Redhouse

e.mergeîmırc' fiil çıkmak, meydana çıkmak

EMERGENCY : English Turkish Redhouse

e.mer.gen.cyîmır'cınsi isim acil durum

EMERGENCY DOOR : English Turkish Redhouse

acil çıkış kapısı

EMERGENCY EXIT : English Turkish Redhouse

acil çıkış kapısı

EMERGENCY LANDING : English Turkish Redhouse

mecburi iniş

EMERGENCY TREATMENT : English Turkish Redhouse

acil tedavi

EMERGENCY WARD : English Turkish Redhouse

(hastanede) acil servis

FOREST RANGER : English Turkish Redhouse

devlet ormanlarında görevli ormancı

FORESTALL : English Turkish Redhouse

fore.stallforstôl' fiil erken davranıp önlemek

FORESTER : English Turkish Redhouse

for.est.erisim orman mühendisi, ormancı

FORESTRY : English Turkish Redhouse

for.est.ryisim orman mühendisliği, ormancılık

FORETASTE : English Turkish Redhouse

fore.tastefor'teyst isim önceden alınan tat

FORETELL : English Turkish Redhouse

fore.tellfortel' fiil (foretold) önceden haber vermek; kehanette bulunmak

FORETHOUGHT : English Turkish Redhouse

fore.thoughtfor'thôt isim önceden düşünme

FOREVER : English Turkish Redhouse

for.ev.erfırev'ır zarf
sonsuza kadar, ebediyen.
hep, durmadan