Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SMOKER : English Turkish Redhouse

smok.ersmo'kır isim
sigara, puro veya pipo içen kimse.
demiryolu sigara içilebilen vagon

SMOKESTACK : English Turkish Redhouse

smoke.stacksmok'stäk isim (vapur veya fabrikaya ait) baca

SMOKY : English Turkish Redhouse

smok.ysmo'ki sıfat
tüten, duman çıkaran.
duman gibi, dumana benzeyen.
dumanlı.
duman rengi, füme

SMOLDER : English Turkish Redhouse

smol.dersmol'dır fiil
için için yanmak; alev çıkarmadan yanmak.
(birinin) gözleri yuvalarından fırlamak, için için kızmak.
(kavga, kızgınlık v.b.) dışa vurulmadan devam etmek

SMOOCH : English Turkish Redhouse

smoochsmuç fiil, konuşma dili öpüşmek; sarılıp öpüşmek

SMOOTH : English Turkish Redhouse

smoothsmudh sıfat
pürüzsüz, düzgün, düz, yüzeyinde girinti çıkıntı olmayan.
içinde katı parçalar bulunmayan sıvı.
rahat, sarsıntısız.
çalkantısız (deniz).
rahat, problemsiz, sorunsuz.
tadı hoş olan, acı veya kekre olmayan (içki).
hoş fakat aldatıcı.
hoş tavırlarıyla insanları kandıran; cerbezeli.
çok hoş ve insanı rahatlatan. fiil
düz bir hale getirmek, düzlemek, tesviye etmek;
in buruşukluklarını gidermek, düzeltmek.
over (bir şeyi) (bir yere) sürmek

SMOOTH AWAY : English Turkish Redhouse

-i gidermek

SMOOTH DOWN ONE'S HAIR : English Turkish Redhouse

saçlarını yatırmak

SMOOTH THE WAY FOR SOMEONE : English Turkish Redhouse

irinin işini kolaylaştırmak

SMOOTH THINGS OVER BETWEEN : English Turkish Redhouse

-in aralarını bulmak/düzeltmek;
i barıştırmak

SMOOTHLY : English Turkish Redhouse

smooth.lyzarf problem çıkarmadan, güzel bir şekilde

SMOTE : English Turkish Redhouse

smotesmot fiil bakınız smite

SMOTHER : English Turkish Redhouse

smoth.ersm^dh'ır fiil
(duman, havasızlık) boğmak, bunaltmak veya boğarak öldürmek; (dumandan, havasızlıktan) boğulmak, bunalmak veya boğularak ölmek.
(yastık, battaniye v.b. ile) (birini) boğmak, boğarak öldürmek.
in/with (birini)
e boğmak,
e gark etmek.
(yangını) havasız bırakarak söndürmek

SMOULDER : English Turkish Redhouse

smoul.dersmol'dır fiil bakınız smolder

SMUDGE : English Turkish Redhouse

smudgesm^c isim (bulaşmış) leke. fiil (üstüne) leke bulaşmak/bulaştırmak; lekelenmek: Don't rub it; you'll smudge it! Elini üstüne sürme; leke yaparsın!

SMUG : English Turkish Redhouse

smugsm^g sıfat (smugger, smuggest) kendinden memnun, kendini beğenmiş

SMUGGLE : English Turkish Redhouse

smug.glesm^g'ıl fiil (birini/bir şeyi) (bir ülkeye veya yurtdışına) kaçırmak; kaçakçılık yapmak

SMUGGLER : English Turkish Redhouse

smug.glerisim kaçakçı

SMUGGLING : English Turkish Redhouse

smug.gl.ingisim kaçakçılık

SMUT : English Turkish Redhouse

smutsm^t isim
kurum tanesi, is tanesi.
müstehcen söz veya resimler

SMUTTY : English Turkish Redhouse

smut.tysm^t'i sıfat müstehcen, açık saçık

SNACK : English Turkish Redhouse

snacksnäk isim ( yemek aralarında yenilen) tatlı, çerez, meyve v.b. hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.) yemek. fiil hafif şeyler yemek, çerezlenmek; on (tatlı, çerez, meyve v.b.) yemek

SNACK BAR : English Turkish Redhouse

(müşterilerinin bar gibi bir tezgâhın önünde oturduğu) ufak lokanta; büfe

SNAFU : English Turkish Redhouse

sna.fusnä'fu isim, konuşma dili problem, sorun, pürüz

SNAG : English Turkish Redhouse

snagsnäg isim
problem, sorun, pürüz.
koparılmış veya kırılmış bir şeyin çıkık, pürüzlü ve keskin ucu. fiil (snagged, snagging)
e takılmak