Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
FOREWARN : English Turkish Redhouse

fore.warnforwôrn' fiil önceden uyarmak/ikaz etmek

FOREWOMAN : English Turkish Redhouse

fore.wom.anfor'wûmın isim (forewomen)
işçibaşı kadın, işçibaşı.
hukuk kadın jüri başkanı

FOREWORD : English Turkish Redhouse

fore.wordfor'wırd isim önsöz

FORFEIT : English Turkish Redhouse

for.feitfôr'fît isim ceza, bedel. fiil ceza olarak kaybetmek

FORGAVE : English Turkish Redhouse

for.gavefırgeyv' fiil bakınız forgive

FORGE : English Turkish Redhouse

forgefôrc fiil bakınız forge ahead

FORGE AHEAD : English Turkish Redhouse

hızla ilerlemek.
öne geçmek

FORGER : English Turkish Redhouse

forg.erfôr'cır isim
bir şeyin sahtesini yapıp oriqinal olduğunu ileri süren kimse.
sahtekâr; kalpazan

FORGERY : English Turkish Redhouse

for.ger.yfôr'cıri isim
bir şeyin sahtesini yapıp oriqinal olduğunu ileri sürme.
sahtekârlık; kalpazanlık.
sahte şey

FORGET : English Turkish Redhouse

for.getfırget' fiil (forgot, forgotten, forgetting) unutmak

FORGET-ME-NOT : English Turkish Redhouse

for.get-me-notfırget'minat isim unutmabeni

FORGETFUL : English Turkish Redhouse

for.get.fulfırget'fıl sıfat unutkan

FORGETFULNESS : English Turkish Redhouse

for.get.ful.nessisim unutkanlık

FORGIVE : English Turkish Redhouse

for.givefırgîv' fiil (forgave, forgiven) affetmek, bağışlamak

FORGIVEN : English Turkish Redhouse

for.giv.enfırgîv'ın fiil bakınız forgive

FORGIVINGNESS : English Turkish Redhouse

for.giv.ing.nessisim bağışlama, af

FORGO : English Turkish Redhouse

for.gofôrgo' fiil (forwent, forgone) vazgeçmek, bırakmak

FORGONE : English Turkish Redhouse

for.gonefôrgôn' fiil bakınız forgo

FORGOT : English Turkish Redhouse

for.gotfır'gat fiil bakınız forget

FORGOTTEN : English Turkish Redhouse

for.got.tenfırgat'ın fiil bakınız forget

FORK : English Turkish Redhouse

forkfôrk isim
çatal.
bahçıvanlık bel.
yol veya nehrin çatallaşan yer veya kolu, çatal. fiil
çatallaşmak.
bahçıvanlık bellemek

FORKED : English Turkish Redhouse

forkedfôrkt sıfat çatallı

FORKLIFT : English Turkish Redhouse

fork.liftisim forklift

FORLORN : English Turkish Redhouse

for.lornfôrlôrn' sıfat
yalnız, ümitsiz ve üzgün.
terkedilmiş ve harap

FORM : English Turkish Redhouse

formfôrm isim
şekil, biçim.
spor form.
form, doldurulmak üzere hazırlanmış basılı belge.
İngiliz İngilizcesi (okullarda) sınıf. fiil
şekil vermek, biçim vermek, biçimlendirmek.
oluşturmak, teşkil etmek; oluşmak.
düzenlemek, tertip etmek, kurmak: That party was unable to form a government. O parti hükümet kuramadı.
yapmak: He formed those boys into soldiers. O çocukları alıp birer asker yaptı. Form the dough into little balls. Bu hamurdan ufak topaklar yap. How do you form the plural of this noun? Bu ismin çoğulu nasıl yapılır?