Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SOMETHING : English Turkish Redhouse

some.things^m'thîng isim
bir şey: She wants something brighter. Daha frapan bir şey istiyor. Can I get you something to drink? Size içecek bir şey getirebilir miyim?
konuşma dili insanı hayrete düşüren kimse: You're really something! Vallahi harikasın!
konuşma dili önemli bir şey, yabana atılmayacak bir şey

SOMETHING'S UP. : English Turkish Redhouse

Bir şeyler dönüyor

SOMETIME : English Turkish Redhouse

some.times^m'taym zarf bir zaman; bir gün: It was sometime last year. Geçen sene içinde bir zamandı. Come see us sometime! Bir gün bize gel!

SOMETIMES : English Turkish Redhouse

some.timess^m'taymz zarf bazen

SOMEWAY : English Turkish Redhouse

some.ways^m'wey zarf, konuşma dili nasılsa, her nasılsa, bir yolunu bulup

SOMEWHAT : English Turkish Redhouse

some.whats^m'hw^t zarf oldukça; biraz

SOMEWHERE : English Turkish Redhouse

some.wheres^m'hwer zarf bir yerde; bir yere; bir yer: Let's go somewhere. Bir yere gidelim. That's somewhere in Thrace, isn't it? Trakya'da bir yerde, değil mi?

SOMNOLENT : English Turkish Redhouse

som.no.lentsam'nılınt sıfat
uykusu gelmiş, uyku basmış, uyku hal.
uyku getiren

SON : English Turkish Redhouse

sons^n isim oğul, erkek evlat

SON OF A BITCH : English Turkish Redhouse

kabait oğlu it, it herif, it, eşşoğlu eşek

SON OF A GUN : English Turkish Redhouse

konuşma dili
Hay Allah!
Seni pezevenk seni!

SON-IN-LAW : English Turkish Redhouse

son-in-laws^n'înlô isim damat

SONATA : English Turkish Redhouse

so.na.tasına'ta isim, müzik sonat

SONG : English Turkish Redhouse

songsông isim şarkı

SONGBIRD : English Turkish Redhouse

song.birdsông'bırd isim ötücü kuş

SONIC : English Turkish Redhouse

son.icsan'îk sıfat ses dalgalarıyla ilgili, sonik

SONIC BOOM : English Turkish Redhouse

ses duvarını aşan bir uçağın yol açtığı patlama sesi

SONICS : English Turkish Redhouse

son.icsisim akustik, ses bilgisi

SONNET : English Turkish Redhouse

son.netsan'ît isim, edebiyat sone

SONOROUS : English Turkish Redhouse

so.no.roussınôr'ıs, san'ırıs sıfat
gür (ses).
tumturaklı

SOON : English Turkish Redhouse

soonsun zarf biraz sonra, birazdan, çok geçmeden, az zaman içinde

SOONER OR LATER : English Turkish Redhouse

er geç, erken veya geç

SOOT : English Turkish Redhouse

sootsût isim is; kurum

SOOTHE : English Turkish Redhouse

soothesudh fiil
sakinleştirmek, yatıştırmak.
teselli etmek.
(ağrıyı) hafifletmek, azaltmak; (ağrıyan bir yeri) rahatlatmak

SOOTHING : English Turkish Redhouse

sooth.ingsıfat
sakinleştirici, yatıştırıcı.
teselli edici.
(ağrıyı) hafifletici; (ağrıyan bir yeri) rahatlatıcı