Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SOUR ORANGE : English Turkish Redhouse

turunç

SOURCE : English Turkish Redhouse

sourcesôrs isim kaynak; köken

SOUSE : English Turkish Redhouse

sousesaus fiil
suyun içine batırmak/daldırmak.
sırılsıklam etmek.
e (su) dökmek, (suyu) üstüne boca etmek.
salamuraya yatırmak. isim salamura domuz kafası, paçası veya kulağı

SOUTH : English Turkish Redhouse

southsauth isim güney. sıfat güney, güneyden gelen

SOUTH AFRICA : English Turkish Redhouse

Güney Afrika

SOUTH AFRICAN : English Turkish Redhouse

Güney Afrikalı, Güney Afrikalı kimse.
Güney Afrika, Güney Afrika'ya özgü.
Güney Afrikalı (kimse)

SOUTH AMERICA : English Turkish Redhouse

Güney Amerika

SOUTH AMERICAN : English Turkish Redhouse

Güney Amerikalı, Güney Amerikalı kimse.
Güney Amerika, Güney Amerika'ya özgü.
Güney Amerikalı (kimse)

SOUTHBOUND : English Turkish Redhouse

south.boundsauth'baund sıfat güneye giden

SOUTHEAST : English Turkish Redhouse

south.eastsauthist' isim güneydoğu. sıfat güneydoğu, güneydoğudan gelen

SOUTHEASTER : English Turkish Redhouse

south.east.erisim keşişleme, akçayel

SOUTHEASTERN : English Turkish Redhouse

south.east.ernsıfat güneydoğu ile ilgili

SOUTHERLY : English Turkish Redhouse

south.er.lys^dh'ırli sıfat
güney, güneyden gelen.
güney, güney tarafında bulunan

SOUTHERN : English Turkish Redhouse

south.erns^dh'ırn sıfat güney, güneye ait

SOUTHERNER : English Turkish Redhouse

south.ern.ers^dh'ırnır isim güneyli

SOUTHERNMOST : English Turkish Redhouse

south.ern.mosts^dh'ırnmost sıfat en güneydeki

SOUTHWARDS : English Turkish Redhouse

south.wardssauth'wırdz zarf güneye doğru

SOUTHWEST : English Turkish Redhouse

south.westsauthwest' isim güneybatı. sıfat güneybatı, güneybatıdan gelen

SOUTHWESTER : English Turkish Redhouse

south.west.erisim lodos, akyel, bozyel

SOUTHWESTERN : English Turkish Redhouse

south.west.ernsıfat güneybatı ile ilgili

SOUVENIR : English Turkish Redhouse

sou.ve.nirsuvınîr' isim hatıra, andaç, yadigâr

SOVEREIGN : English Turkish Redhouse

sov.er.eignsav'rın, sav'ırın sıfat
özerk (devlet).
en büyük siyasi iktidara sahip, egemen.
mutlak, sınırsız. isim
hükümdar.
bir çeşit İngiliz altını (para)

SOVEREIGNTY : English Turkish Redhouse

sov.er.eign.tyisim
egemenlik.
özerklik.
hükümdarlık

SOVIET : English Turkish Redhouse

So.vi.etso'viyet, so'viyıt, soviyet' sıfat, tarih Sovyet, Sovyetler Birliği'ne özgü

SOVIET RUSSIA : English Turkish Redhouse

Sovyet Rusya