Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SPIRIT OF PEPPERMINT : English Turkish Redhouse

naneruhu

SPIRITED : English Turkish Redhouse

spir.it.edspîr'îtîd sıfat canlı, heyecanlı

SPIRITLESS : English Turkish Redhouse

spir.it.lessspîr'îtlıs sıfat
cansız, ruhsuz, miskin.
keyifsiz

SPIRITS : English Turkish Redhouse

spir.itsspîr'îts isim, çoğul, eczacılık
damıtılarak elde edilen alkollü/alkolsüz sıvı: methylated spirits mavi ispirto.
İngiliz İngilizcesi alkollü içkiler

SPIRITUAL : English Turkish Redhouse

spir.i.tu.alspîr'îçuwıl sıfat
ruhsal, ruhi, ruhani, ruhla ilgili.
dinsel, dini.
felsefe manevi, tinsel.
dini değerlere önem veren. isim Amerikalı zencilerin yarattığı bir ilahi türü

SPIRITUALISM : English Turkish Redhouse

spir.i.tu.al.ismspîr'îçuwılîzım isim
ispritizma.
felsefe spiritüalizm, tinselcilik

SPIRITUALIST : English Turkish Redhouse

spir.i.tu.al.istisim
ispritizmacı.
felsefe spiritüalist, tinselci

SPIRITUALITY : English Turkish Redhouse

spir.i.tu.al.i.tyspîrîçuwäl'ıti isim
ruhilik, ruhanilik.
dini değerlere önem verme

SPIRITUOUS : English Turkish Redhouse

spir.i.tu.ousspîr'îçuwıs sıfat alkollü

SPIRT : English Turkish Redhouse

spirtspırt fiil bakınız spurt

SPIT : English Turkish Redhouse

spitspît fiil (spit/spat, spitting)
tükürmek.
(kar) serpelemek, serpiştirmek, atıştırmak.
(kedi) tıslamak. isim tükürük

SPIT COTTON : English Turkish Redhouse

konuşma dili
çok susamak.
küplere binmek, çok kızmak

SPIT IT OUT! : English Turkish Redhouse

Haydi söylesene!

SPITE : English Turkish Redhouse

spitespayt isim garaz, kin; nispet. fiil nispet yapmak/vermek

SPITEFUL : English Turkish Redhouse

spite.fulspayt'fıl sıfat garazlı, kinci; nispetçi

SPITTLE : English Turkish Redhouse

spit.tlespît'ıl isim tükürük

SPITTOON : English Turkish Redhouse

spit.toonspîtun' isim tükürük hokkası

SPLASH : English Turkish Redhouse

splashspläş fiil
on/with
e (su, çamur v.b.'ni) sıçratmak.
(yüzüne) su çarpmak.
(fıskıyeden püskürtülen su) şırıldayarak dökülmek. isim sıçratılan suyun sesi

SPLASH DOWN : English Turkish Redhouse

(uzay gemisi) denize düşmek

SPLATTER : English Turkish Redhouse

splat.tersplät'ır fiil on/with
e (su, çamur v.b.'ni) sıçratmak;
e (su) çarpmak;
e (boya) damlatmak

SPLAY : English Turkish Redhouse

splayspley fiil out açmak; yaymak; yayılmak

SPLEEN : English Turkish Redhouse

spleensplin isim, anatomi dalak

SPLENDID : English Turkish Redhouse

splen.didsplen'dîd sıfat
şahane, fevkalade, mükemmel.
muhteşem, görkemli, şatafatlı

SPLENDOR : English Turkish Redhouse

splen.dorsplen'dır isim ihtişam, görkem