Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SPLENDOUR : English Turkish Redhouse

splen.doursplen'dır isim, İngiliz İngilizcesi bakınız splendor

SPLICE : English Turkish Redhouse

splicesplays fiil (iki ucu) birbirine bağlamak; (bant veya film uçlarını) birbirine yapıştırmak

SPLINT : English Turkish Redhouse

splintsplînt isim, tıbbi cebire, süyek, koaptör

SPLINTER : English Turkish Redhouse

splin.tersplîn'tır fiil
paramparça etmek; paramparça olmak.
ufak gruplara bölmek; ufak gruplara bölünmek. isim kıymık

SPLIT : English Turkish Redhouse

splitsplît fiil (split, splitting)
kırmak; yarmak; çatlatmak; kırılmak; yarılmak; çatlamak.
into
e ayırmak;
e ayrılmak.
bölmek.
paylaşmak, üleşmek.
konuşma dili sıvışmak, tüymek

SPLIT HAIRS : English Turkish Redhouse

kılı kırk yarmak

SPLIT INFINITIVE : English Turkish Redhouse

"to juickly report" cümleciğindeki gibi zarf ile ikiye bölünmüş mastar

SPLIT ONE'S SIDES : English Turkish Redhouse

gülmekten çatlamak, kahkahadan yerlere yatmak

SPLIT ONE'S SIDES LAUGHING : English Turkish Redhouse

gülmekten katılmak/kırılmak

SPLIT PEA : English Turkish Redhouse

kurutulup kendiliğinden ikiye ayrılmış bezelye tanesi: She bought some split peas. Kuru bezelye aldı

SPLIT PEAS : English Turkish Redhouse

kırık bezelye

SPLIT SECOND : English Turkish Redhouse

an, lahza

SPLIT UP : English Turkish Redhouse

(bir çift) birbirinden ayrılmak; beraber yaşamaktan vazgeçmek; birbiriyle flört etmekten vazgeçip ayrılmak

SPLIT-LEVEL HOUSE : English Turkish Redhouse

odaları değişik seviyelerde olan ev

SPLITTING : English Turkish Redhouse

split.tingsplît'îng sıfat şiddetli: splitting headache şiddetli baş ağrısı

SPLOTCH : English Turkish Redhouse

splotchsplaç isim leke, benek. fiil lekelemek, bulaştırmak

SPLURGE : English Turkish Redhouse

splurgesplırc isim (bir şeyi almak için) epey para harcama. fiil (epey para) harcamak; on
e epey para harcamak

SPLUTTER : English Turkish Redhouse

splut.terspl^t'ır fiil (öfke veya şaşkınlıktan) tükürür gibi konuşmak veya tükürür gibi (bir şeyler) söylemek

SPOIL : English Turkish Redhouse

spoilspoyl fiil (spoiled/spoilt)
bozmak.
(süt v.b.) bozulmak.
(birini) şımartmak

SPOILED CHILD : English Turkish Redhouse

şımarık çocuk

SPOILS : English Turkish Redhouse

spoilsspoylz isim, çoğul ganimet

SPOILSPORT : English Turkish Redhouse

spoil.sportspoyl'spôrt isim başkalarının keyfini kaçıran; mızıkçı, oyunbozan

SPOILT : English Turkish Redhouse

spoiltspoylt fiil bakınız spoil

SPOKE : English Turkish Redhouse

spokespok isim tekerlek parmağı

SPOKEN : English Turkish Redhouse

spo.kenspo'kın fiil bakınız speak sıfat
sözlü: spoken message sözlü mesaj.
konuşulan