Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SPOKESMAN : English Turkish Redhouse

spokes.manspoks'mın isim (spokesmen) sözcü

SPOKESWOMAN : English Turkish Redhouse

spokes.wom.anspoks'wûmın isim (spokeswomen) kadın sözcü

SPONGE : English Turkish Redhouse

spongesp^nc isim
sünger.
konuşma dili otlakçı, beleşçi, bedavacı.
İngiliz İngilizcesi pandispanya. fiil
süngerle temizlemek, ıslatmak veya sürmek; up süngerle temizlemek.
konuşma dili (bir şeyi) otlakçılıkla elde etmek; on (birinin) sırtından geçinmek

SPONGE CAKE : English Turkish Redhouse

pandispanya

SPONGE SOMETHING DRY : English Turkish Redhouse

ir şeyi süngerle kurulamak

SPONGER : English Turkish Redhouse

spongerisim, konuşma dili otlakçı, beleşçi

SPONGY : English Turkish Redhouse

spong.ysp^n'ci sıfat sünger gibi, süngersi

SPONSOR : English Turkish Redhouse

spon.sorspan'sır isim
radyo veya televizyon programının veya bir sanat faaliyetinin maliyetini karşılayan firma, sponsör.
kefil. fiil
(radyo veya televizyon programının veya bir sanat faaliyetinin) maliyetini karşılamak, sponsörlüğünü yapmak.
e kefil olmak

SPONSOR-SHIP : English Turkish Redhouse

spon.sor-shipisim
sponsörlük.
kefillik, kefalet

SPONTANEITY : English Turkish Redhouse

spon.ta.ne.i.tyspantıni'yıti isim
kendiliğinden olma, kendiliğindenlik.
anında yapılma

SPONTANEOUS : English Turkish Redhouse

spon.ta.ne.ousspantey'niyıs sıfat
kendiliğinden olan, spontane.
spontane, anında yapılan

SPONTANEOUSLY : English Turkish Redhouse

spon.ta.ne.ous.lyzarf
kendiliğinden, spontane.
spontane, anında

SPOOF : English Turkish Redhouse

spoofspuf isim konuşma dili(of/on) (birini/bir şeyi) hafif tertip alaya alan parodi. fiil
(birini/bir şeyi) hafif tertip bir parodiyle alaya almak.
konuşma dili ile dalga geçmek,
i gırgıra almak

SPOOK : English Turkish Redhouse

spookspuk isim
hayalet.
konuşma dili aqan, casus. fiil ürkütmek, korkutmak

SPOOKY : English Turkish Redhouse

spookysıfat
ürkütücü, ürkünç, perili.
acayip, garip, tuhaf (kimse).
ürkek, kolay ürkütülen

SPOOL : English Turkish Redhouse

spoolspul isim makara

SPOON : English Turkish Redhouse

spoonspun isim kaşık. fiil
into kaşıkla
e dökmek veya aktarmak.
out
i kaşıkla dağıtmak.
(up) kaşıklamak, kaşıkla yemek

SPOONFEED : English Turkish Redhouse

spoon.feedspun'fid fiil (spoonfed)
(bebek, hasta v.b.'ni) kaşıkla beslemek.
(birinin) düşünmesini gerektirmeyecek bir şekilde ders vermek; birinin düşünmesini gerektirmeyecek bir şekilde ders vermek

SPOONFUL : English Turkish Redhouse

spoon.fulspun'fûl isim kaşık dolusu

SPORADIC : English Turkish Redhouse

spo.rad.icspôräd'îk sıfat ara sıra meydana gelen; ara sıra gözüken

SPORT : English Turkish Redhouse

sportspôrt isim spor

SPORT COAT : English Turkish Redhouse

(erkek için) spor ceket

SPORT SHIRT : English Turkish Redhouse

spor gömlek

SPORTING : English Turkish Redhouse

sport.ingsıfat sporla ilgili, spor

SPORTS CAR : English Turkish Redhouse

spor araba