Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SQUEALER : English Turkish Redhouse

sjuealerisim, konuşma dili ihbarcı

SQUEAMISH : English Turkish Redhouse

sjueam.ishskwi'mîş sıfat
kolayca tiksinen, çok titiz; ahlak açısından çok titiz.
midesi kolayca bulanan.
midesi bulanmış

SQUEEZE : English Turkish Redhouse

sjueezeskwiz fiil
(meyve, ıslak bez v.b.'ni) sıkmak: Squeeze me a glass of orange quice. Bana bir bardak portakal suyu sık.
into/in
e sıkıştırmak.
sıkıştırmak, zor bir duruma sokmak. isim
sıkma, sıkış.
sıkım, bir defada sıkılan miktar.
kıtlık; kısıtlama.
kıtlık veya kısıtlamadan ileri gelen zor durum

SQUEEZER : English Turkish Redhouse

sjueezerisim sıkacak, pres

SQUELCH : English Turkish Redhouse

sjuelchskwelç fiil
(muhalefet v.b.'ni) bastırmak veya susturmak.
vıcık vıcık bir yerden yürürken ayak sesi çıkarmak

SQUID : English Turkish Redhouse

sjuidskwîd isim kalamar; mürekkepbalığı, supya

SQUINT : English Turkish Redhouse

sjuintskwînt fiil gözlerini kısarak bakmak, kısık gözlerle bakmak; (gözlerini) kısmak

SQUIRE : English Turkish Redhouse

sjuireskwayr isim, İngiliz İngilizcesi (bir köyün veya kırsal bir bölgenin) toprak ağası

SQUIRM : English Turkish Redhouse

sjuirmskwırm fiil kıpırdanmak; kıpır kıpır kıpırdanmak. isim kıpırdanma

SQUIRREL : English Turkish Redhouse

sjuir.relskwır''kı, [İngiliz İngilizcesi] skwîr'ıl isim sincap

SQUIRT : English Turkish Redhouse

sjuirtskwırt fiil fışkırtmak; fışkırmak. isim
fışkırtılan sıvı.
küçük çocuk, küçük

SQUIRT GUN : English Turkish Redhouse

su tabancası

SRI LANKA : English Turkish Redhouse

Sri Lan.kasri läng'kı Sri Lanka

SRI LANKAN : English Turkish Redhouse

Sri Lankalı.
Sri Lanka, Sri Lanka'ya özgü.
Sri Lankalı (kimse)

ST. LUCIE : English Turkish Redhouse

St. Lu.cieseynt lu'si bakınız St. Lucie cherry

ST. LUCIE CHERRY : English Turkish Redhouse

mahlep, kokulukiraz

ST. NICHOLAS : English Turkish Redhouse

Noel Baba

ST. VALENTINE'S DAY : English Turkish Redhouse

(on dört şubata rastlayan) Sevgililer Günü

STAB : English Turkish Redhouse

stabstäb fiil (stabbed, stabbing)
bıçaklamak.
batırmak; saplamak; delmek. isim bakınız make a stab at stab someone in the back

STAB SOMEONE IN THE BACK : English Turkish Redhouse

irini arkadan vurmak, birine kalleşlik etmek

STABILISE : English Turkish Redhouse

sta.bi.lisestey'bılayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız stabilize

STABILITY : English Turkish Redhouse

sta.bil.i.tystıbîl'ıti isim
istikrar.
sağlamlık.
stabilite, sabitlik.
denge

STABILIZATION : English Turkish Redhouse

sta.bi.li.za.tionsteybılızey'şın isim stabilizasyon

STABILIZE : English Turkish Redhouse

sta.bi.lizestey'bılayz fiil stabilize etmek

STABLE : English Turkish Redhouse

sta.blestey'bıl isim ahır