Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
STAINLESS : English Turkish Redhouse

stain.lesssteyn'lîs sıfat lekesiz

STAINLESS STEEL : English Turkish Redhouse

paslanmaz çelik

STAIR : English Turkish Redhouse

stairster isim
(merdivene ait) basamak.
çoğul merdiven

STAIRCASE : English Turkish Redhouse

stair.casester'keys isim merdiven

STAIRWAY : English Turkish Redhouse

stair.wayster'wey isim merdiven

STAKE : English Turkish Redhouse

stakesteyk isim
kazık; (bitki için) ispalya, sırık, herek.
ticaret pay, hisse. fiil
kazığa bağlamak; sırığa/ispalyaya bağlamak.
off kazıklarla (bir yerin) sınırlarını belirtmek.
on (kumarda) (birine, bir şeye) (para) koymak.
on (umudu, geleceği, hayatı) (birine, bir şeye) bağlamak

STALACTITE : English Turkish Redhouse

sta.lac.titestıläk'tayt isim sarkıt, damlataş, stalaktit, istalaktit

STALAGMITE : English Turkish Redhouse

sta.lag.mitestıläg'mayt isim dikit, stalagmit, istalagmit

STALE : English Turkish Redhouse

stalesteyl sıfat bayat

STALEMATE : English Turkish Redhouse

stale.matesteyl'meyt isim kazanan veya kaybedenin olmadığı durum, yenişememe

STALK : English Turkish Redhouse

stalkstôk isim (bitkiye ait) sap

STALL : English Turkish Redhouse

stallstôl isim
(ahırda tek bir büyükbaş hayvana ait) bölme.
(umumi yerlerde bölmelerle ayrılmış) duş veya tuvalet yeri.
İngiliz İngilizcesi (pazar veya sergide) stant

STALL SOMEONE OFF : English Turkish Redhouse

irini uydurma bahanelerle başından savmak

STALLION : English Turkish Redhouse

stal.lionstäl'yın isim aygır

STALWART : English Turkish Redhouse

stal.wartstôl'wırt sıfat
sağlam, güvenilir, sadık, davadan dönmeyen.
güçlü kuvvetli (kimse).
yürekli, cesur

STAMEN : English Turkish Redhouse

sta.menstey'mın isim, botanik erkekorgan, ercik, stamen

STAMINA : English Turkish Redhouse

stam.i.nastäm'ını isim dayanma gücü

STAMMER : English Turkish Redhouse

stam.merstäm'ır fiil pepelemek; kekelemek. isim pepemelik; kekemelik

STAMMERER : English Turkish Redhouse

stam.mer.erisim pepeme, pepe; kekeme

STAMP : English Turkish Redhouse

stampstämp fiil
(ayağını) hızla yere vurmak; tepinmek, ayaklarını hızla yere vurmak.
damga vurmak, damgalamak.
pul yapıştırmak.
as (bir şey) (birinin) (belirli bir gruba ait olduğunu) göstermek.
preste kesmek. isim
posta pulu; damga pulu; pul.
damga; mühür; kaşe (alet veya bu aletle basılan işaret).
ıstampa (alet veya bu aletle basılan işaret).
ayak vuruşu.
tür, çeşit, nevi, tip.
iz, damga

STAMP COLLECTING : English Turkish Redhouse

pul toplama, filateli

STAMP COLLECTOR : English Turkish Redhouse

pul koleksiyoncusu, filatelist

STAMP PAD : English Turkish Redhouse

ıstampa

STAMPEDE : English Turkish Redhouse

stam.pedestämpid' isim çılgınca koşuşma veya kaçışma. fiil (bir grubun) çılgınca koşuşmasına veya kaçışmasına yol açmak

STAMPING GROUND : English Turkish Redhouse

konuşma diliuğrak yeri, sıkça gidilen yer