English Turkish Redhouse
STANCE : English Turkish Redhouse
stancestäns isim
spor duruş (biçimi).
tutum
STANCH : English Turkish Redhouse
stanchstänç fiil (kanı) durdurmak;
den akan kanı durdurmak
STAND : English Turkish Redhouse
standständ isim
(mahkeme salonundaki) kürsü.
(açık havada bulunan geçici) sahne.
stant (sergi yeri).
(taksilere ait) durak.
sehpa; dayanak: music stand nota sehpası. umbrella stand şemsiyelik.
ağaç topluluğu: That's a nice stand of pines. O güzel bir çamlık.
spor tribün
STAND A CHANCE OF : English Turkish Redhouse
-in şansı olmak
STAND AS IT IS : English Turkish Redhouse
olduğu gibi kalmak/durmak
STAND AS IT WAS : English Turkish Redhouse
olduğu gibi kalmak/durmak
STAND ASIDE : English Turkish Redhouse
kenara çekilmek, yol vermek
STAND AT : English Turkish Redhouse
(ısı v.b.) (belirli bir derecede) olmak: The thermometer stood at 64°C. Termometre 08°C'ı gösteriyordu
STAND AT ATTENTION : English Turkish Redhouse
esas duruşta olmak
STAND BACK : English Turkish Redhouse
çekilmek, kenara çekilmek
STAND BAIL FOR : English Turkish Redhouse
(sanığın) kefaletini yatırmak.
(sanığa) kefil olmak
STAND BEHIND : English Turkish Redhouse
in arkasında durmak.
(bir şeyin) iddia edildiği gibi olduğuna dair garanti vermek.
(birini) bütünüyle desteklemek
STAND BY : English Turkish Redhouse
beklemek; hazır beklemek.
(birini) bırakmamak, terketmemek, (birine) destek olmak; (birine, bir şeye) sadık kalmak.
(kötü bir olaya) seyirci kalmak.
(birinin yakınında) hazır bulunmak
STAND BY ONE'S GUNS : English Turkish Redhouse
amacından hiç şaşmamak; inancından veya fikrinden vazgeçmemek; kararından caymamak
STAND BY ONE'S WORD : English Turkish Redhouse
sözünden dönmemek
STAND CLEAR OF : English Turkish Redhouse
-den uzak durmak, (birinden) uzak kalmak, ile temas etmemeye çalışmak; (bir şeyi) kullanmamak,
den sakınmak
STAND CLOSE EXAMINATION : English Turkish Redhouse
yakından incelemeye gelmek, kurcalamaya gelmek
STAND CORRECTED : English Turkish Redhouse
yanıldığını kabul etmek
STAND DOWN : English Turkish Redhouse
İngiliz İngilizcesi(bulunduğu makama) bir daha aday olmamak
STAND ERECT : English Turkish Redhouse
dik durmak
STAND FAST : English Turkish Redhouse
geri çekilmemek; teslim olmamak; pes etmemek.
inancından veya fikrinden vazgeçmemek; kararından caymamak
STAND FIRM : English Turkish Redhouse
geri çekilmemek; teslim olmamak; pes etmemek.
inancından veya fikrinden vazgeçmemek; kararından caymamak
STAND FOR : English Turkish Redhouse
i simgelemek.
(bir ülkünün) savunucusu olmak.
(tahammül edilemeyecek bir şeye) müsaade etmek, izin vermek
STAND GUARD : English Turkish Redhouse
(korumak veya gözetmek için) nöbet tutmak
STAND HEAD AND SHOULDERS ABOVE : English Turkish Redhouse
-den çok üstün olmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani