Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
STARK : English Turkish Redhouse

starkstark sıfat
ıssız; boş; çıplak: stark mountain peaks çıplak dağ zirveleri.
çok sade (üslup); gerçekleri hiç yumuşatmayan (anlatım).
katıksız, saf, tam. zarf büsbütün, tamamen: stark raving mad zırdeli. stark naked çırılçıplak

STARK NAKED : English Turkish Redhouse

çırılçıplak, anadan doğma

STARLET : English Turkish Redhouse

star.letstar'lît isim, sinema yıldız adayı, yıldızcık; yıldız olmayı uman genç aktris

STARLIGHT : English Turkish Redhouse

star.lightstar'layt isim yıldız ışığı

STARLIT : English Turkish Redhouse

star.litstar'lît sıfat yıldızlarla aydınlanmış, yıldızlı

STARRED : English Turkish Redhouse

starredstard sıfat yıldız işaretli, yıldızlı

STARRY : English Turkish Redhouse

star.rystar'i sıfat yıldızı çok olan, çok yıldızlı

STARRY-EYED : English Turkish Redhouse

star.ry-eyedsıfat hiç olmayacak bir şeye kapılıp gitmiş; hiç olmayacak bir şeyin peşinde koşan

START : English Turkish Redhouse

startstart isim
başlangıç.
yola çıkma: Let's get an early start. Erken yola çıkalım.
spor start, depar, çıkış.
spor çıkış çizgisi.
irkilme: He awoke with a start. İrkilerek uyandı

START A CAR : English Turkish Redhouse

otomotivmotoru çalıştırmak

START A FIRE : English Turkish Redhouse

yangın çıkarmak.
in
i yakmak; ateş yakmak: They've started a fire in the fireplace. Şömineyi yaktılar

START A MEETING : English Turkish Redhouse

toplantıyı açmak

START BACK : English Turkish Redhouse

geri dönmek, dönmek

START FROM SCRATCH : English Turkish Redhouse

hiçten başlamak, sıfırdan başlamak

START OFF : English Turkish Redhouse

aşlamak: We started off fine, but after a month things began to go wrong between us. İyi başladık, fakat bir ay sonra aramız bozulmaya yüz tuttu

START OUT AS : English Turkish Redhouse

olarak çalışmaya başlamak: He started out as a cabin boy and now he's a captain. Miço olarak çalışmaya başlayıp şimdi kaptan oldu

START OUT TO DO SOMETHING : English Turkish Redhouse

elirli bir amaç güderek yola çıkmak: He started out to be a doctor but ended up as a writer. Hekim olacağım diye işe başladı, fakat sonunda yazar olup çıktı

START SOMEONE IN : English Turkish Redhouse

irini (belirli bir işte) çalışmaya başlatmak

START SOMEONE IN AS ... : English Turkish Redhouse

irini (belirli bir işte) çalışmaya başlatmak

START SOMEONE IN BUSINESS : English Turkish Redhouse

irinin iş hayatına atılmasına yardım etmek

START SOMEONE OUT : English Turkish Redhouse

irini (belirli bir işte) çalışmaya başlatmak

START SOMEONE OUT AS ... : English Turkish Redhouse

irini (belirli bir işte) çalışmaya başlatmak

START SOMETHING : English Turkish Redhouse

kavga çıkarmak

START SOMETHING GOING : English Turkish Redhouse

bir makineyi çalıştırmak.
bir şeyi başlatmak

START SOMETHING UP : English Turkish Redhouse

bir makineyi çalıştırmak.
bir şeyi başlatmak