English Turkish Redhouse
START THE BALL ROLLING : English Turkish Redhouse
işi başlatmak
START TO ONE'S FEET : English Turkish Redhouse
irdenbire ayağa sıçramak
START TO WORK : English Turkish Redhouse
işe başlamak
START WORK : English Turkish Redhouse
işe başlamak
STARTER : English Turkish Redhouse
start.erstar'tır isim
yarışa katılan kimse veya at.
başlayan kimse.
otomotiv marş.
İngiliz İngilizcesi ordövr, meze.
maya
STARTING LINE : English Turkish Redhouse
sporçıkış çizgisi
STARTLE : English Turkish Redhouse
star.tlestar'tıl fiil irkiltmek
STARTLING : English Turkish Redhouse
star.tlingstart'lîng sıfat çok şaşırtıcı
STARVATION : English Turkish Redhouse
star.va.tionstarvey'şın isim açlık çekme; açlıktan ölme
STARVE : English Turkish Redhouse
starvestarv fiil
açlık çekmek; açlıktan ölmek.
(birini) aç bırakmak.
konuşma dili çok acıkmak.
for (bir şeyin) eksikliğini veya yokluğunu çok duymak
STARVE AN ANIMAL TO DEATH : English Turkish Redhouse
irini/bir hayvanı açlıktan öldürmek
STARVE SOMEONE TO DEATH : English Turkish Redhouse
irini/bir hayvanı açlıktan öldürmek
STASH : English Turkish Redhouse
stashstäş isim, konuşma dili
zula.
zulada saklanan şey.
bıyık. fiil (away) (in) (bir yere) saklamak
STATE : English Turkish Redhouse
statesteyt isim
durum, vaziyet, hal: state of war savaş hali. the state of his health onun sağlık durumu. a state of emergency acil bir durum. in an unconscious state baygın bir halde. The roads here are in a bad state of repair. Buradaki yollar tamire muhtaç.
devlet.
eyalet. sıfat devlet tarafından yapılan (tören, ziyafet, v.b.)
STATE OF MIND : English Turkish Redhouse
uhsal durum
STATELESS : English Turkish Redhouse
state.lesssteyt'lîs sıfat uyruksuz, tabiiyetsiz
STATELY : English Turkish Redhouse
state.lysteyt'li sıfat haşmetli, görkemli
STATELY HOME : English Turkish Redhouse
İngiliz İngilizcesibüyük bir çiftlikte bulunan malikâne
STATEMENT : English Turkish Redhouse
state.mentsteyt'mınt isim
ifade; demeç, beyanat.
hesap özeti
STATESIDE : English Turkish Redhouse
state.sidesteyt'sayd sıfat, Amerikan İngilizcesi A.B.D.'de olan; A.B.D.'ye ait; A.B.D.'den gelen. zarf, Amerikan İngilizcesi
A.B.D. 'ye.
A.B.D.'de
STATESMAN : English Turkish Redhouse
states.mansteyts'mın isim (statesmen)
devlet adamı.
kendi partisinden çok devletin yararını düşünen siyaset adamı
STATESMANLIKE : English Turkish Redhouse
states.man.likesteyts'mınlayk sıfat devlet adamına yakışır
STATIC : English Turkish Redhouse
stat.icstät'îk sıfat
ilerleme veya gelişme göstermeyen, statik.
fizik statik, duruk. isim
radyo parazit.
statik elektrik.
çoğul statik (bilim dalı)
STATIC ELECTRICITY : English Turkish Redhouse
statik elektrik
STATION : English Turkish Redhouse
sta.tionstey'şın isim
demiryolu istasyon veya gar; otogar, garaq; (metroya ait) durak.
televizyon istasyon.
istasyon (araştırma kuruluşu): agricultural experiment station tarım istasyonu.
yer, mahal, mevki. fiil
in (birini) (bir yere) tayin etmek, atamak.
in (birini) (bir yere) (geçici bir süre için) yerleştirmek, koymak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani