English Turkish Redhouse
STEAMBOAT : English Turkish Redhouse
steam.boatstim'bot isim istimbot
STEAMER : English Turkish Redhouse
steam.ersti'mır isim vapur
STEAMROLLER : English Turkish Redhouse
steam.roll.erstim'rolır isim (motorlu araç olarak) silindir
STEAMSHIP : English Turkish Redhouse
steam.shipstim'şîp isim vapur
STEAMY : English Turkish Redhouse
steam.ysti'mi sıfat
buharlı; buharla dolu.
buğulu.
şehvet dolu, şehvetli
STEDFAST : English Turkish Redhouse
sted.faststed'fäst sıfat bakınız steadfast
STEED : English Turkish Redhouse
steedstid isim, edebiyat at, küheylan
STEEL : English Turkish Redhouse
steelstil isim çelik. sıfat
çelikten yapılmış, çelik.
çelik üretimine ait, çelik.
çok güçlü. fiil oneself metin olmak
STEEL WOOL : English Turkish Redhouse
çelikpamuğu, çelik tel yumağı
STEELY : English Turkish Redhouse
steelysıfat
çelikten yapılmış, çelik; içinde çelik bulunan.
çelik gibi, sert
STEELYARD : English Turkish Redhouse
steel.yardstil'yard isim kantar, el kantarı
STEEP : English Turkish Redhouse
steepstip sıfat
dik, sarp.
yüksek (fiyat)
STEEPLE : English Turkish Redhouse
stee.plesti'pıl isim (kiliseye ait) sivri uçlu kule
STEEPLECHASE : English Turkish Redhouse
stee.ple.chasesti'pılçeys isim engelli koşu, engelli
STEER : English Turkish Redhouse
steerstîr fiil
direksiyonda olmak, direksiyon kullanmak.
denizcilikle ilgili dümende olmak, dümen kullanmak.
into
e yöneltmek.
through
i (bir yerden) geçirmek.
denizcilikle ilgili for (belirli bir yere) giden rotayı izlemek, (belirli bir yere) doğru gitmek
STEER CLEAR OF : English Turkish Redhouse
konuşma dili
den uzak durmak.
i (bir yerlere) çarpmadan götürmek
STEER SOMEONE AWAY FROM : English Turkish Redhouse
irini/bir şeyi
den başka tarafa çekmek/yöneltmek
STEER SOMETHING AWAY FROM : English Turkish Redhouse
irini/bir şeyi
den başka tarafa çekmek/yöneltmek
STEERING COLUMN : English Turkish Redhouse
direksiyon mili
STEERING WHEEL : English Turkish Redhouse
direksiyon.
denizcilikle ilgili dümen dolabı tekerleği
STEM : English Turkish Redhouse
stemstem isim
(bitkide) sap veya gövde.
(kadehte) sap.
(pipoda) beden. fiil (stemmed, stemming)
(akışı) durdurmak veya yavaşlatmak.
from
den kaynaklanmak
STENCH : English Turkish Redhouse
stenchstenç isim pis koku
STENCIL : English Turkish Redhouse
sten.cilsten'sıl isim
şablon.
şablonla yazılan yazı veya çizilen desen. fiil şablonla (yazı) yazmak veya (desen) çizmek
STENCIL PAPER : English Turkish Redhouse
mumlu kâğıt
STENOGRAPHER : English Turkish Redhouse
ste.nog.ra.pherstınag'rıfır isim stenograf
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani