Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
STEPSISTER : English Turkish Redhouse

step.sis.terstep'sîstır isim üvey kız kardeş

STEPSON : English Turkish Redhouse

step.sonstep's^n isim üvey oğul

STEREO : English Turkish Redhouse

ster.e.oster'iyo sıfat stereo, stereofonik. isim stereo, stereofonik ses sistemi

STEREOPHONIC : English Turkish Redhouse

ster.e.o.phon.icsteriyıfan'îk sıfat stereofonik

STEREOTYPE : English Turkish Redhouse

ster.e.o.typester'iyıtayp isim şablon, basmakalıp örnek, stereotip. fiil
i basmakalıp bir kategoriye sokmak

STEREOTYPED : English Turkish Redhouse

ster.e.o.typedsıfat basmakalıp

STERILE : English Turkish Redhouse

ster.ilester'ıl, [İngiliz İngilizcesi] ster'ayl sıfat
steril.
verimsiz

STERILISE : English Turkish Redhouse

ster.i.lisester'ılayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız sterilize

STERILITY : English Turkish Redhouse

ste.ril.i.tystırîl'ıti isim
sterillik.
verimsizlik

STERILIZATION : English Turkish Redhouse

ster.i.liza.tionisim sterilizasyon

STERILIZE : English Turkish Redhouse

ster.i.lizester'ılayz fiil sterilize etmek

STERILIZER : English Turkish Redhouse

ster.i.lizerisim (sterilizasyonda kullanılan) otoklav

STERLING : English Turkish Redhouse

ster.lingstır'lîng isim
sterlin, İngiliz lirası.
som gümüş

STERLING SILVER : English Turkish Redhouse

som gümüş

STERN : English Turkish Redhouse

sternstırn isim (gemide, teknede) kıç

STERN-WHEELER : English Turkish Redhouse

stern-wheel.erstırn'hwilır isim arkadan çarklı istimbot, arkadan çarklı

STEROID : English Turkish Redhouse

ster.oidster'oyd isim, biyokimya steroit

STETHOSCOPE : English Turkish Redhouse

steth.o.scopesteth'ıskop isim, tıbbi stetoskop

STETSON : English Turkish Redhouse

Stet.sonstet'sın isim geniş kenarlı fötr şapka

STEVEDORE : English Turkish Redhouse

ste.ve.doresti'vıdor isim, denizcilikle ilgili yükleme veya boşaltma işçisi

STEW : English Turkish Redhouse

stewstu fiil
hafif ateşte kaynatmak; kaynamak.
konuşma dili over hakkında endişe etmek,
i dert etmek;
in yüzünden telaşa düşmek. isim etli/sebzeli sulu yemek; yahni; güveç; buğulama; türlü

STEWARD : English Turkish Redhouse

stew.ardstu'wırd isim
denizcilikle ilgili kamarot.
(uçakta) (erkek) kabin görevlisi

STEWARDESS : English Turkish Redhouse

stew.ard.essstu'wırdîs isim (uçakta) hostes, (kadın) kabin görevlisi

STICK : English Turkish Redhouse

stickstîk isim
(ağaç veya çalıdan koparılmış) ince dal.
baston.
değnek, sopa.
(şerit halindeki çiklet/tebeşir/mobilya için) parça: Give me a stick of gum. Bana bir çiklet ver. He hasn't got a stick of furniture. Bir tek mobilyası yok

STICK AROUND : English Turkish Redhouse

konuşma diligitmemek, kalmak