Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
STIFF PRICE : English Turkish Redhouse

yüksek fiyat

STIFF-NECKED : English Turkish Redhouse

stiff-neckedstîf'nekt' sıfat dik başlı, çok inatçı

STIFFEN : English Turkish Redhouse

stiff.enstîf'ın fiil
sertleşmek, katılaşmak; sertleştirmek, katılaştırmak.
(kıvamı) koyulaşmak; (kıvamını) koyulaştırmak.
(bir duygu) pekişmek, kuvvetlenmek; (bir duyguyu) pekiştirmek, kuvvetlendirmek.
(rüzgâr) artmak

STIFLE : English Turkish Redhouse

sti.flestay'fıl fiil
boğmak, (birinin) soluk almasını zorlaştırmak veya engellemek; boğulmak.
(bir duyguyu, isyanı) bastırmak.
boğmak, (bir şeyin) gelişmesini engellemek

STIFLING HEAT : English Turkish Redhouse

oğucu sıcaklık

STIGMA : English Turkish Redhouse

stig.mastîg'mı isim (stigmata/stigmas)
utanç verici bir şeyin başkaları üzerinde yarattığı etki: He couldn't escape the stigma of his crime. İşlediği suçun başkaları üzerinde yarattığı etkiden kurtulamıyordu.
botanik tepecik

STIGMATISE : English Turkish Redhouse

stig.ma.tisestîg'mıtayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız stigmatize

STIGMATIZE : English Turkish Redhouse

stig.ma.tizestîg'mıtayz fiil as
e (belirli bir şeye) damgasını vurmak,
i (belirli bir şekilde) damgalamak

STILE : English Turkish Redhouse

stilestayl isim (çit gibi bir bölmenin üstünden geçmek için yapılmış) çifte merdiven

STILETTO : English Turkish Redhouse

sti.let.tostîlet'o isim küçük hançer

STILETTO HEEL : English Turkish Redhouse

(kadın ayakkabısında) ince ve sivri uçlu ökçe

STILL : English Turkish Redhouse

stillstîl bağlaç bununla beraber, bununla birlikte: I'm sorry about this. Still, I'm sure that in the end it's for the best. Üzgünüm. Bununla beraber bundan iyi bir sonuç çıkacağına inanıyorum

STILL ANOTHER : English Turkish Redhouse

ir
.. daha: Here is still another example. İşte bir örnek daha

STILL LIFE : English Turkish Redhouse

güzel sanatlarnatürmort

STILLBORN : English Turkish Redhouse

still.bornstîl'bôrn sıfat ölü doğmuş

STILLNESS : English Turkish Redhouse

still.nessisim
hareketsizlik.
dinginlik.
sessizlik.
(sularda) durgunluk

STILT : English Turkish Redhouse

stiltstîlt isim eşas

STILTED : English Turkish Redhouse

stilt.edstîl'tîd sıfat çok resmi, doğallıktan yoksun

STIMULANT : English Turkish Redhouse

stim.u.lantstîm'yılınt isim
eczacılık uyarıcı madde, uyarıcı.
teşvik unsuru, teşvik edici unsur

STIMULATE : English Turkish Redhouse

stim.u.latestîm'yıleyt fiil
uyarmak.
teşvik etmek

STIMULATION : English Turkish Redhouse

stim.u.la.tionstîmyıley'şın isim
uyarma.
teşvik

STIMULUS : English Turkish Redhouse

stim.u.lusstîm'yılıs isim (stimuli) uyarıcı unsur, uyarıcı

STING : English Turkish Redhouse

stingstîng fiil (stung)
(arı v.b.) sokmak.
(bitki) ısırmak.
(biber, duman) yakmak.
(söz) (birinin) yüreğini cızlatmak. isim
(arının) soktuğu yer.
yanma, arı sokmasına benzeyen acı.
acı, acılık, yakıcılık

STINGINES : English Turkish Redhouse

stin.gi.nessisim cimrilik

STINGY : English Turkish Redhouse

stin.gystîn'ci sıfat cimri, eli sıkı, hasis, pinti