English Turkish Redhouse
STONED : English Turkish Redhouse
stonedstond sıfat, konuşma dili
çok sarhoş, zilzurna sarhoş, zom.
uyuşturucu etkisinde olan, zom
STONEMASON : English Turkish Redhouse
stone.ma.sonston'meysın isim duvarcı, taş duvar ören kalifiye işçi
STONY : English Turkish Redhouse
ston.ysto'ni sıfat
taşı çok olan; taşlık.
sert, katı, duygusuz
STONYHEARTED : English Turkish Redhouse
ston.y.heart.edsto'nihartîd sıfat taş yürekli
STOOD : English Turkish Redhouse
stoodstûd fiil bakınız stand
STOOL : English Turkish Redhouse
stoolstul isim
tabure.
dışkı, kazurat; gaita
STOOL PIGEON : English Turkish Redhouse
konuşma diliispiyon, ispiyoncu, gammaz, muhbir
STOOP : English Turkish Redhouse
stoopstup fiil
(öne) eğilmek; öne eğmek; over
in üstüne eğilmek veya abanmak.
omuzları çökük veya düşük olmak/durmak, hafif kambur olmak: He stoops. Omuzları çökük.
to
e tenezzül etmek: I didn't think she'd stoop to doing that. Onu yapmaya tenezzül edeceğini zannetmezdim. isim hafif kambur
STOP : English Turkish Redhouse
stopstap fiil (stopped, stopping)
durmak; stop/istop etmek; durdurmak; stop/istop ettirmek.
(bir şeyi yapmaktan) vazgeçmek,
i bırakmak,
i kesmek.
engellemek.
İngiliz İngilizcesi kalmak: Will you stop with us for supper? Akşam yemeğine kalır mısın?
(çekin) ödenmesini durdurmak
STOP AT NOTHING : English Turkish Redhouse
(istediğini elde etmek için) hiçbir şeyden çekinmemek
STOP BY : English Turkish Redhouse
(bir yere) uğramak
STOP IN : English Turkish Redhouse
uğramak.
İngiliz İngilizcesi dışarı çıkmamak, evde kalmak
STOP OFF : English Turkish Redhouse
(bir yerde) durmak; mola vermek
STOP OFF IN : English Turkish Redhouse
(bir yerde) durmak; mola vermek
STOP OVER IN : English Turkish Redhouse
(bir yerde) mola vermek, durmak
STOP ROUND : English Turkish Redhouse
uğramak
STOP SHORT : English Turkish Redhouse
irdenbire/ansızın durmak, duruvermek
STOP SHORT AT : English Turkish Redhouse
(bir yerde) birdenbire durmak.
işi (belirli bir yere) vardırmamak
STOP SOMEONE FROM : English Turkish Redhouse
birini (bir şey yapmaktan) vazgeçirmek.
birinin (bir şey yapmasını) engellemek
STOP UP : English Turkish Redhouse
tıkamak; tıkanmak.
İngiliz İngilizcesi (belirli bir saate kadar) yatmamak
STOP WORK : English Turkish Redhouse
mola vermek; paydos etmek
STOPGAP : English Turkish Redhouse
stop.gapstap'gäp isim geçici tedbir
STOPLIGHT : English Turkish Redhouse
stop.lightstap'layt isim trafik lambası
STOPOVER : English Turkish Redhouse
stop.o.verstap'ovır isim
mola; yolculuğu kesip bir yerde geçici olarak kalma.
konaklama yeri
STOPPAGE : English Turkish Redhouse
stop.pagestap'îc isim
durdurma.
(maaştan yapılan) kesinti.
(grev yüzünden meydana gelen) kesinti, işlerin durması; grev.
tıkanma, tıkanıklık
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani