Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
SULTRY : English Turkish Redhouse

sul.trys^l'tri sıfat
sıcak ve nemli (hava).
şehvet uyandıran; şehvetli; şehvet dolu

SUM : English Turkish Redhouse

sums^m isim
toplam, yekûn, mecmu.
para miktarı, meblağ, tutar.
çoğul aritmetik. fiil (summed, summing) bakınız sum something up

SUM SOMETHING UP : English Turkish Redhouse

bir şeyi özetlemek.
bir durumu anlamak/kavramak

SUMAC : English Turkish Redhouse

su.macsu'mäk, su'mak isim sumak, somak

SUMACH : English Turkish Redhouse

su.machşu'mäk, şu'mak isim sumak, somak

SUMMARISE : English Turkish Redhouse

sum.ma.ri.ses^m'ırayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız summarize

SUMMARIZE : English Turkish Redhouse

sum.ma.rizes^m'ırayz fiil özetlemek

SUMMARY : English Turkish Redhouse

sum.ma.rys^m'ıri sıfat
özet halinde olan; çok kısa, detaylı olmayan.
fazlasıyla çabuk yapılan. isim özet

SUMMER : English Turkish Redhouse

sum.mers^m'ır isim yaz, yaz mevsimi. fiil yazı geçirmek

SUMMER HOUSE : English Turkish Redhouse

yazlık, sayfiye

SUMMERHOUSE : English Turkish Redhouse

sum.mer.houseisim kameriye; çardak

SUMMERSAULT : English Turkish Redhouse

sum.mer.saults^m'ırsôlt isim, fiil bakınız somersault

SUMMERY : English Turkish Redhouse

sum.merysıfat yaz gibi; yazı akla getiren

SUMMIT : English Turkish Redhouse

sum.mits^m'ît isim
zirve, doruk.
politika zirve, zirve toplantısı

SUMMIT MEETING : English Turkish Redhouse

politikazirve toplantısı

SUMMON : English Turkish Redhouse

sum.mons^m'ın fiil
(birini) resmen emirle çağırmak; (birini) çağırtmak.
(toplantının) yapılması için emir vermek.
(up) (gücünü veya cesaretini) toplamak

SUMMONS : English Turkish Redhouse

sum.monss^m'ınz isim (summonses)
hukuk celpname, celp, çağrı.
çağrı

SUMP : English Turkish Redhouse

sumps^mp isim, İngiliz İngilizcesi, otomotiv karter

SUMPTUOUS : English Turkish Redhouse

sump.tu.ouss^mp'çuwıs sıfat
çok görkemli; çok şatafatlı; lüks.
çok masraflı

SUN : English Turkish Redhouse

suns^n isim
güneş.
güneş ışığı. fiil (sunned, sunning) güneşlenmek; güneşletmek, güneşlendirmek

SUN ONESELF : English Turkish Redhouse

güneşlenmek

SUN-DRIED : English Turkish Redhouse

sun-drieds^n'drayd sıfat güneşte kurutulmuş

SUNBATH : English Turkish Redhouse

sun.baths^n'bäth isim güneş banyosu

SUNBATHE : English Turkish Redhouse

sun.bathes^n'beydh fiil güneş banyosu yapmak

SUNBEAM : English Turkish Redhouse

sun.beams^n'bim isim güneş ışını