English Turkish Redhouse
TAKE SOMETHING WITH A GRAIN OF SALT : English Turkish Redhouse
ir şeye pek inanmamak
TAKE SOMETHING WRONG : English Turkish Redhouse
irini/bir şeyi yanlış anlamak, birini/bir şeyi yanlış bir şekilde yorumlamak
TAKE STEPS : English Turkish Redhouse
(bir şeyi önlemek için) tedbir almak
TAKE STOCK : English Turkish Redhouse
envanter yapmak, sayım yapmak.
durumu/kendini değerlendirmek; of (durumu/kendini) değerlendirmek
TAKE THE AIR : English Turkish Redhouse
dışarıya çıkıp dolaşmak
TAKE THE BULL BY THE HORNS : English Turkish Redhouse
meseleyi pervasızca ele almak
TAKE THE CAKE : English Turkish Redhouse
konuşma dilibirinci gelmek
TAKE THE CONSEQUENCES : English Turkish Redhouse
cezasını çekmek
TAKE THE EDGE OFF : English Turkish Redhouse
i körletmek.
(iştahı) kapamak; (keyfi) kaçırmak; (öfke v.b.'ni) azaltmak
TAKE THE FLOOR : English Turkish Redhouse
mecliste söz almak
TAKE THE HELM : English Turkish Redhouse
dümen başına geçmek.
yönetimi üstlenmek
TAKE THE INITIATIVE : English Turkish Redhouse
inisiyatifini kullanmak, ilk adımı atmak, ön ayak olmak
TAKE THE LAW INTO ONE'S OWN HANDS : English Turkish Redhouse
hakkını kendi eliyle almak, intikamını almak
TAKE THE LEAD : English Turkish Redhouse
aşa geçmek
TAKE THE PLEDGE : English Turkish Redhouse
yemin etmek, söz vermek
TAKE THE PLUNGE : English Turkish Redhouse
cesur bir adım atmak
TAKE THE RAP : English Turkish Redhouse
argosuçu üstüne almak
TAKE THE SHORTCUT : English Turkish Redhouse
kestirmeden gitmek
TAKE THE STAND : English Turkish Redhouse
hukuk(sanık, şahit) mahkemede avukatların sorularına cevap vermek
TAKE THE TROUBLE TO DO SOMETHING : English Turkish Redhouse
zahmet edip bir şey yapmak
TAKE THE WIND OUT OF SOMEONE'S SAILS : English Turkish Redhouse
irinin fiyakasını veya süksesini bozmak
TAKE THE WITNESS STAND : English Turkish Redhouse
(tanıklık etmek üzere) tanık kürsüsüne çıkmak
TAKE TIME : English Turkish Redhouse
vakit almak; vakit istemek: This'll take a long time. Bu çok vakit ister. It took a lot of time. Çok zaman aldı
TAKE TIME OFF : English Turkish Redhouse
izin almak, izne çıkmak
TAKE TO : English Turkish Redhouse
(bir yere) gitmek: She took to her bed and stayed there all week. Yatağına girip bütün hafta orada yattı.
(bir şeyi yapmaya) başlamak.
den hoşlanmaya başlamak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani