English Turkish Redhouse
TEAR A PLACE APART : English Turkish Redhouse
ir yerin birliğini mahvetmek, bir yerdeki birlik duygusunu mahvetmek
TEAR AT ONE'S HEARTSTRINGS : English Turkish Redhouse
-i çok duygulandırmak;
in yüreğini cız ettirmek
TEAR DOWN : English Turkish Redhouse
yıkmak
TEAR GAS : English Turkish Redhouse
göz yaşartıcı gaz
TEAR INTO : English Turkish Redhouse
birdenbire (birine) sözlerle saldırmak.
birdenbire (birine) saldırmak
TEAR LIMB FROM LIMB : English Turkish Redhouse
paramparça etmek
TEAR OFF : English Turkish Redhouse
üyük bir aceleyle gitmek, birdenbire koşmaya başlamak
TEAR ONE'S HAIR : English Turkish Redhouse
çok endişeli olmak, endişe içinde olmak.
saçını başını yolmak
TEAR SOMEONE APART : English Turkish Redhouse
birini çok üzmek; birinin kalbini paramparça etmek.
birini paralamak/parçalamak
TEAR SOMEONE AWAY FROM : English Turkish Redhouse
irini (birinden/bir yerden) ayırmak veya zorla ayırmak
TEAR SOMEONE DOWN : English Turkish Redhouse
irini/bir şeyi şiddetle tenkit etmek/eleştirmek
TEAR SOMEONE FROM : English Turkish Redhouse
irini (birinden/bir yerden) ayırmak veya zorla ayırmak
TEAR SOMEONE UP : English Turkish Redhouse
irini çok üzmek; birinin kalbini paramparça etmek
TEAR SOMETHING AWAY FROM : English Turkish Redhouse
ir şeyi (birinden/bir hayvandan) almak veya kapmak
TEAR SOMETHING DOWN : English Turkish Redhouse
irini/bir şeyi şiddetle tenkit etmek/eleştirmek
TEAR SOMETHING FROM : English Turkish Redhouse
ir şeyi (birinden/bir hayvandan) almak veya kapmak
TEAR SOMETHING OFF : English Turkish Redhouse
ir şeyi (bir yerden) (yırtarak) koparmak
TEAR SOMETHING OPEN : English Turkish Redhouse
ir şeyi yırtarak açmak
TEAR SOMETHING OUT : English Turkish Redhouse
ir şeyi (bir yerden) (yırtarak) koparmak
TEAR SOMETHING UP : English Turkish Redhouse
ir şeyi yırtarak parça parça etmek/parçalara ayırmak
TEARFUL : English Turkish Redhouse
tear.fultîr'fıl sıfat
gözyaşı içinde olan veya yapılan; ağlayan.
ağlamaklı
TEARS STOOD IN HER EYES. : English Turkish Redhouse
Gözleri yaşla dolmuştu
TEASE : English Turkish Redhouse
teasetiz fiil
şaka yollu takılmak.
alay ederek sataşmak.
(saçı) (tarakla) kabartmak. isim başkalarına takılmayı seven kimse, takılgan kimse
TEASE SOMETHING APART : English Turkish Redhouse
ir şeyin tellerini lif lif ayırmak
TEASPOON : English Turkish Redhouse
tea.spoonti'spun isim çay kaşığı
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani