Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BE HARD HIT BY : English Turkish Redhouse

-in çok zararını görmek: We were hard hit by the cold weather in December. Aralık'taki soğuk bize çok zarar verdi

BE HARD OF HEARING : English Turkish Redhouse

ağır işitmek/duymak

BE HARD ON : English Turkish Redhouse

konuşma dili
(bir şeyi) hor kullanmak.
(bir şeyi) çabuk eskitmek/mahvetmek.
(birine) sert davranmak

BE HARD ON THE HEELS OF : English Turkish Redhouse

-in hemen ardından gelmek

BE HARD PUT TO : English Turkish Redhouse

(bir şeyi) zorla/çok zor yapmak: They were hard put to finish it on time. Onu vaktinde bitirmeleri çok zor oldu

BE HARD UP : English Turkish Redhouse

konuşma dili(birinin) pek parası olmamak, (biri) züğürt olmak

BE HARD UP FOR MONEY : English Turkish Redhouse

para sıkıntısı çekmek

BE HEAD AND SHOULDERS ABOVE : English Turkish Redhouse

-den çok üstün olmak

BE HELL ON : English Turkish Redhouse

-i hor kullanmak,
i hoyratça kullanmak

BE HERE TO STAY : English Turkish Redhouse

kalıcı olmak, vazgeçilmez olmak

BE HONEYCOMBED WITH : English Turkish Redhouse

ile dopdolu olmak

BE HOPPING MAD : English Turkish Redhouse

konuşma diliöfkesi burnunda olmak

BE HUNG UP ON : English Turkish Redhouse

e kafasını takmak.
e tutulmak, için yanıp tutuşmak.
e bayılmak,
i çok beğenmek

BE IMBUED WITH : English Turkish Redhouse

ile dolu olmak: He was imbued with a strong sense of duty. Görev aşkıyla doluydu

BE IMPLICIT IN : English Turkish Redhouse

-de saklı olmak,
in içinde olmak: That's implicit in what I said. O, dediklerimde saklı

BE IN A BAD MOOD : English Turkish Redhouse

sinirleri tepesinde/üstünde olmak

BE IN A BAD WAY : English Turkish Redhouse

ağır hasta olmak.
çok zor bir durumda olmak

BE IN A FIX : English Turkish Redhouse

zor bir duruma düşmek

BE IN A FLAP : English Turkish Redhouse

konuşma dilitelaş içinde olmak

BE IN A GOOD MOOD : English Turkish Redhouse

keyfi yerinde olmak

BE IN A HUFF : English Turkish Redhouse

öfkelenmek

BE IN A HURRY : English Turkish Redhouse

acelesi olmak: I am in a hurry. Acelem var

BE IN A MOOD : English Turkish Redhouse

(-i) istemek: I'm not in the mood for company. Kimseyle görüşmek istemiyorum. I'm in no mood for that right now. Şu an ona tahammülüm yok. I'm not in the mood. Canım istemiyor

BE IN A MOOD FOR : English Turkish Redhouse

(-i) istemek: I'm not in the mood for company. Kimseyle görüşmek istemiyorum. I'm in no mood for that right now. Şu an ona tahammülüm yok. I'm not in the mood. Canım istemiyor

BE IN A PICKLE : English Turkish Redhouse

konuşma dilizor bir durumda olmak