English Turkish Redhouse
THROUGHOUT : English Turkish Redhouse
through.outthruwaut' edat
boyunca: throughout the night gece boyunca.
her tarafına; her tarafında: You can see it throughout the state. Onu eyaletin her tarafında görebilirsiniz. zarf
tamamıyla; tamamen: Its petals are a pale blue throughout. Taçyaprakları tamamıyla açık mavi.
başından sonuna kadar: He was there throughout. Başından sonuna kadar oradaydı
THROUGHWAY : English Turkish Redhouse
through.waythru'wey isim bakınız thruway
THROVE : English Turkish Redhouse
throvethrov fiil bakınız thrive
THROW : English Turkish Redhouse
throwthro fiil (threw, thrown)
atmak; fırlatmak.
uzatıvermek.
(sözü, bakışı) (birine) çevirmek, yöneltmek.
(güreşçi, at) (birini) yere atmak.
across (nehrin) üzerinde (köprü) yapmak; (nehrin) içinde (baraj) yapmak.
(birine) (yumruk) atmak.
konuşma dili çok şaşırtmak. isim atma, atış; fırlatma, fırlatış
THROW A FIT : English Turkish Redhouse
küplere binmek, köpürmek, tepesi atmak
THROW A GAME : English Turkish Redhouse
sporşike yapmak
THROW A MONKEY WRENCH IN THE WORKS : English Turkish Redhouse
konuşma diliişi bozmak
THROW A PARTY : English Turkish Redhouse
parti vermek, davet vermek
THROW AWAY : English Turkish Redhouse
(istenilmeyen bir şeyi) atmak.
israf etmek.
(bir fırsatı) boş vererek değerlendirmemek
THROW CAUTION TO THE WIND : English Turkish Redhouse
ihtiyatı elden bırakmak, tedbirli davranmaktan vazgeçmek
THROW COLD WATER ON : English Turkish Redhouse
eleştirerek (bir şeyin) çekiciliğini azaltmak
THROW DICE : English Turkish Redhouse
zar atmak
THROW DOWN THE GAUNTLET : English Turkish Redhouse
meydan okumak
THROW IN : English Turkish Redhouse
-i katmak,
i eklemek,
i ilave etmek
THROW IN ONE'S LOT WITH : English Turkish Redhouse
-e katılmak: He decided to throw in his lot with their party. Onların partisine katılmaya karar verdi
THROW IN THE SPONGE : English Turkish Redhouse
konuşma dili(bir işten) vazgeçmek; pes demek
THROW IN THE TOWEL : English Turkish Redhouse
konuşma dili(bir işten) vazgeçmek; pes demek
THROW LIGHT ON : English Turkish Redhouse
-i aydınlatmak,
i açıklamak
THROW MUD AT : English Turkish Redhouse
(birine) çamur atmak, çamur sıçratmak
THROW OFF : English Turkish Redhouse
den kurtulmak,
i başından atmak.
(giysiyi) çıkarıvermek.
den vazgeçmek: He threw off all caution. İhtiyatı büsbütün elden bıraktı.
(duman) çıkarmak.
(birinin) yanlışlık yapmasına neden olmak; (makinenin) hata yapmasına yol açmak; (hesabın) doğru çıkmamasına yol açmak.
i şaşırtmak.
on (biri/bir şey) için küçümseyici laflar söylemek
THROW OFF ONE'S MASK : English Turkish Redhouse
maskesini atmak, gerçek yüzünü açığa vurmak
THROW ON : English Turkish Redhouse
(giysiyi) giyivermek
THROW ONE'S HAT INTO THE RING : English Turkish Redhouse
(politikada) yarışa girmek
THROW ONE'S WEIGHT AROUND : English Turkish Redhouse
amirane davranmak; zart zurt etmek
THROW ONESELF : English Turkish Redhouse
kendini (bir yere) atmak: They threw themselves onto the sofa. Kendilerini kanepeye attılar
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani