English Turkish Redhouse
THROW ONESELF AT : English Turkish Redhouse
(birine) apaçık bir şekilde kendinden hoşlandığını belirtmek: It's disgusting the way Nimet is throwing herself at Sudiye's husband. Nimet'in Sudiye'nin kocasıyla açıkça flört etmesi iğrenç bir şey
THROW ONESELF INTO : English Turkish Redhouse
(bir işe) büyük bir gayretle girişmek, büyük bir hevesle atılmak
THROW OPEN : English Turkish Redhouse
i açıvermek.
to (bir yeri) (birine) açmak; (bir kuruluşa) (birini) kabul etmek/almak
THROW OUT : English Turkish Redhouse
(birini, bir şeyi) (bir yerden) atmak.
(bir şeyi) rahatlıkla söyleyivermek/ortaya atmak.
i geçerli saymamak
THROW SOMEONE A SMILE : English Turkish Redhouse
irine tebessüm etmek
THROW SOMEONE INTO A PANIC : English Turkish Redhouse
irini telaşa düşürmek
THROW SOMEONE INTO A TIZZY : English Turkish Redhouse
irini telaşa düşürmek
THROW SOMEONE INTO JAIL : English Turkish Redhouse
irini hapse atmak
THROW SOMEONE OFF BALANCE : English Turkish Redhouse
birinin dengesini kaybetmesine sebep olmak.
birini şaşırtmak
THROW SOMEONE OUT OF WORK : English Turkish Redhouse
irinin işsiz kalmasına sebep olmak
THROW SOMEONE OVER : English Turkish Redhouse
iriyle olan duygusal ilişkiyi/flörtü sona erdirmek, birini sepetlemek
THROW TOGETHER : English Turkish Redhouse
(bir şeyi) gelişigüzel yapmak.
(birilerini) bir araya getirmek
THROW UP : English Turkish Redhouse
konuşma dili kusmak.
bırakmak.
(pencere, stor v.b.'ni) kaldırıvermek.
(binayı) gelişigüzel yapmak.
to (birinin hatasını veya zaafını) yüzüne vurmak/çarpmak
THRU : English Turkish Redhouse
thruthru edat bakınız through
THRUST : English Turkish Redhouse
thrustthr^st fiil (thrust)
into (bir şeyi) (başka bir şeyin içine) sokmak.
into
e saplamak,
e batırmak.
i itmek.
(birini) zorla (bir duruma) sokmak. isim
sokma.
saplama, batırma.
iğneli laf.
askeri saldırı.
itme kuvveti.
eskrim dürtüş, vuruş
THRUST ONESELF FORWARD : English Turkish Redhouse
kendini öne çıkarmak
THRUST ONESELF ON : English Turkish Redhouse
(birine) kendini ısrarla kabul ettirmek
THRUWAY : English Turkish Redhouse
thru.waythru'wey isim otoyol, otoban
THUD : English Turkish Redhouse
thudth^d isim ağır bir şeyin yere düşünce çıkardığı ses
THUG : English Turkish Redhouse
thugth^g isim gangster; cani
THUMB : English Turkish Redhouse
thumbth^m isim
başparmak.
(eldivende) başparmak. fiil through (kitap, dergi v.b.'nin) sayfalarını karıştırmak
THUMB A LIFT : English Turkish Redhouse
otostop yapmak
THUMB A RIDE : English Turkish Redhouse
otostop yapmak
THUMB INDEX : English Turkish Redhouse
sayfa kenarlarındaki girintilerde harf etiketi bulunan bir indeks türü, harf indeksi
THUMB NOTCH : English Turkish Redhouse
harf indeksine ait girinti
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani