Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
TIMBER : English Turkish Redhouse

tim.bertîm'bır isim
kereste.
kalas; kadron; kiriş.
denizcilikle ilgili (ağaç teknedeki) kaburga, eğri.
yetişmekte olan kerestelik ağaçlar

TIMBERLAND : English Turkish Redhouse

tim.ber.landtîm'bırländ isim kerestelik ağaçların yetiştiği arazi

TIMBERLINE : English Turkish Redhouse

tim.ber.linetîm'bırlayn isim ağaç sınırı

TIMBRE : English Turkish Redhouse

tim.bretîm'bır, täm'bır isim tını, tınnet, özel ses tonu

TIME : English Turkish Redhouse

timetaym isim zaman, vakit: It'll take a long time. Çok zaman ister. It's time for bed. Artık yatma zamanı geldi. Now's exactly the right time! Şimdi tam zamanı! We had a good time. İyi vakit geçirdik. What time're they coming? Ne zaman geliyorlar? What time is it? Saat kaç? I don't have the time to do it. Onu yapacak zamanım yok. Life was simpler back in their time. Onların zamanında hayat daha basitti

TIME AFTER TIME : English Turkish Redhouse

defalarca

TIME AND AGAIN : English Turkish Redhouse

defalarca

TIME DEPOSIT : English Turkish Redhouse

vadeli mevduat

TIME IS MONEY. : English Turkish Redhouse

Vakit nakittir

TIME IS PRESSING. : English Turkish Redhouse

Vakit dar

TIME OF LIFE : English Turkish Redhouse

yaş

TIME SIGNATURE : English Turkish Redhouse

müzikzaman işareti

TIME ZONE : English Turkish Redhouse

saat dilimi

TIME'S UP! : English Turkish Redhouse

Zaman bitti!

TIME-CONSUMING : English Turkish Redhouse

time-con.sum.ingtaym'kınsumîng sıfat vakit alan

TIME-OUT : English Turkish Redhouse

time-outtaym'aut' isim, spor (oyun sırasında özel bir nedenle verilen) mola

TIMEKEEPER : English Turkish Redhouse

time.keep.ertaym'kipır isim zaman hakemi; saat hakemi

TIMELESS : English Turkish Redhouse

time.lesstaym'lîs sıfat
belirli bir zamana/çağa ait olmayan.
ebedi, hiç bitmeyen

TIMELY : English Turkish Redhouse

time.lytaym'li sıfat
zaman açısından yerinde, zamanına uygun.
zamanında yapılan; belirtilen zaman içinde teslim edilmiş/verilmiş

TIMEPIECE : English Turkish Redhouse

time.piecetaym'pis isim saat

TIMES : English Turkish Redhouse

timestaymz edat kere, çarpı: Four times five equals twenty. Dört kere beş yirmi eder

TIMES TABLE : English Turkish Redhouse

çarpım tablosu

TIMETABLE : English Turkish Redhouse

time.ta.bletaym'teybıl isim
(tren, otobüs, vapur, uçağa ait) tarife.
belli zaman dilimlerine ayrılmış program

TIMID : English Turkish Redhouse

tim.idtîm'îd sıfat ürkek, korkak

TIMIDITY : English Turkish Redhouse

ti.mid.i.tyisim ürkeklik, korkaklık