English Turkish Redhouse
TRANSPARENT : English Turkish Redhouse
trans.par.enttränsper'ınt sıfat
şeffaf, saydam.
açık, belli
TRANSPIRE : English Turkish Redhouse
tran.spiretränspayr' fiil
ortaya çıkmak, belli olmak.
through (su, nem) (belirli bir yerden) çıkmak; (bitki) yapraklarından buhar halinde nem vermek, terlemek.
konuşma dili olmak, meydana gelmek, vuku bulmak
TRANSPLANT : English Turkish Redhouse
trans.planttränsplänt' fiil
(bitkiyi) bir yerden çıkararak başka bir yere dikmek; (bitkiyi) (bir yerden) çıkarıp (başka bir yere) dikmek.
(bitki) bir yerden çıkarılıp başka bir yere dikilmeye elverişli olmak.
tıbbi (doku veya organ) nakletmek.
i (bir yerden) (başka bir yere) temelli olarak götürmek. isim
tıbbi (doku veya organla ilgili) nakil, transplantasyon.
başka bir yere yerleştirilen kimse veya şey
TRANSPORT : English Turkish Redhouse
trans.porttränspôrt' fiil (bir yerden) (başka bir yere) götürmek, taşımak, nakletmek
TRANSPORTATION : English Turkish Redhouse
trans.por.ta.tiontränspırtey'şın isim
taşıma, nakliye; taşınma, nakledilme.
nakliye aracı
TRANSPOSE : English Turkish Redhouse
trans.posetränspoz' fiil
(bir şeylerin) sırasını değiştirmek: If you transpose the letters in the word "on" you get "no". "On" kelimesindeki harflerin sırasını değiştirirseniz sonuç "no" olur.
to (bir şeyi) (başka bir yere) koymak/aktarmak
TRANSVERSE : English Turkish Redhouse
trans.versetränsvırs', tränzvırs' sıfat enine, çapraz. isim çapraz şey
TRANSVESTITE : English Turkish Redhouse
trans.ves.titetränsves'tayt isim travesti, diğer cinsin giysilerini giyip o cinsten biri gibi davranan kimse
TRAP : English Turkish Redhouse
trapträp isim
tuzak, kapan, kapanca.
hile, desise, dolap, tuzak.
argo ağız, gaga. fiil (trapped, trapping)
tuzağa düşürmek.
kapan ile tutmak/yakalamak.
engel olmak, set çekmek
TRAPDOOR : English Turkish Redhouse
trap.doorträp'dor' isim (tavanda, çatıda veya yerde) kapak şeklinde kapı
TRAPEZE : English Turkish Redhouse
tra.pezeträpiz', trıpiz' isim trapez
TRAPPER : English Turkish Redhouse
trap.perträp'ır isim tuzakçı, kürklü hayvanları tuzakla yakalayan avcı
TRAPPINGS : English Turkish Redhouse
trap.pingsträp'îngz isim, çoğul
süslü koşum takımı.
süs
TRAPSHOOTING : English Turkish Redhouse
trap.shoot.ingträp'şutîng isim, spor trap
TRASH : English Turkish Redhouse
trashträş isim
çerçöp, süprüntü.
çalı çırpı.
çöp.
avam, ayaktakımı.
değersiz şey.
saçma, boş laf, zırva. fiil, argo yıkmak, kırıp dökmek, tahrip etmek
TRASHY : English Turkish Redhouse
trashysıfat adi, değersiz
TRAUMA : English Turkish Redhouse
trau.matrô'mı, trau'mu isim (traumata/traumas)
tıbbi yara, incinme, travma.
ruhbilim travma, sarsıntı
TRAUMATIC : English Turkish Redhouse
trau.mat.ictrômät'îk sıfat
sarsıntı doğuran, sarsıcı, travmatik.
tıbbi yaraya ait, yaradan ileri gelen
TRAVEL : English Turkish Redhouse
trav.elträv'ıl fiil (traveled/travelled, traveling/travelling)
yolculuk etmek, seyahat etmek.
gezmek, dolaşmak.
konuşma dili hızlı gitmek. isim
seyahat etme.
çoğul yolculuk, seyahat, gezi.
çoğul seyahatname
TRAVEL AGENCY : English Turkish Redhouse
seyahat acentesi
TRAVELER : English Turkish Redhouse
trav.el.erträv'ılır isim yolcu, seyyah, gezgin, gezmen
TRAVELER'S CHECK : English Turkish Redhouse
seyahat çeki
TRAVELING SALESMAN : English Turkish Redhouse
gezici satış elemanı
TRAVELLER : English Turkish Redhouse
trav.el.lerträv'lır isim yolcu, seyyah, gezgin, gezmen
TRAVELLER'S CHECK : English Turkish Redhouse
seyahat çeki
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani