Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
TRAVERSE : English Turkish Redhouse

trav.erseträv'ırs sıfat çapraz. isim
travers.
çapraz duran şey.
karşıdan karşıya geçme. fiil
bir yandan öbür yana geçirmek; bir yandan öbür yana geçmek.
bir yandan öbür yana uzanmak.
üstünden geçmek

TRAVESTY : English Turkish Redhouse

trav.es.tyträv'îsti isim son derece beceriksizce yapılmış bir taklit, karikatür, parodi, travesti

TRAWL : English Turkish Redhouse

trawltrôl fiil
trol ile balık avlamak.
trol ile denizin dibini taramak.
oltayla balık avlamak. isim
trol.
kayık arkasından çekilen çok çengelli olta

TRAY : English Turkish Redhouse

traytrey isim tepsi, sini; tabla

TREACHEROUS : English Turkish Redhouse

treach.er.oustreç'ırıs sıfat
hain.
arkadan vuran, kalleş.
korkulur, tehlikeli

TREACHERY : English Turkish Redhouse

treach.er.ytreç'ıri isim hainlik, ihanet

TREACLE : English Turkish Redhouse

trea.cletri'kıl isim, İngiliz İngilizcesi şeker pekmezi

TREAD : English Turkish Redhouse

treadtred fiil (trod, trodden/trod)
on
e basmak,
in üzerine basmak.
on
e basmak,
i çiğnemek.
yürümek. isim
ayak basışı.
yürüyüş.
merdiven basamağının döşeme tahtası.
otomotiv lastik tırtılı

TREAD IN SOMEONE'S FOOTSTEPS : English Turkish Redhouse

irini örnek almak, birinin izinden yürümek

TREAD ON AIR : English Turkish Redhouse

sevinçten ayakları yere değmemek

TREAD ON EGGS : English Turkish Redhouse

fazlasıyla ölçülü davranmak

TREAD ON SOMEONE'S TOES : English Turkish Redhouse

irinin kuyruğuna basmak, birini gücendirmek veya kızdırmak

TREAD WATER : English Turkish Redhouse

el ve ayakların hafif hareketiyle su içinde dik durmak

TREADLE : English Turkish Redhouse

trea.dletred'ıl isim pedal, ayaklık

TREADMILL : English Turkish Redhouse

tread.milltred'mîl isim
ayak değirmeni.
sıkıcı ve monoton iş

TREASON : English Turkish Redhouse

trea.sontri'zın isim
vatana ihanet.
ihanet, hıyanet, hainlik

TREASONABLE : English Turkish Redhouse

trea.sonablesıfat vatana ihanet türünden

TREASURE : English Turkish Redhouse

treas.uretreq'ır isim
hazine.
define.
değerli şey. fiil çok değerli saymak, üzerine titremek

TREASURE HUNT : English Turkish Redhouse

saklanmış bir şeyi bulma oyunu

TREASURE TROVE : English Turkish Redhouse

sahipsiz hazine veya define

TREASURER : English Turkish Redhouse

treas.ur.ertreq'ırır isim haznedar, veznedar

TREASURY : English Turkish Redhouse

treas.ur.ytreq'ıri isim
hazine.
bilgi hazinesi (kitap)

TREAT : English Turkish Redhouse

treattrit fiil
davranmak, muamele etmek.
tedavi etmek.
(konuyu) işlemek, ele almak.
(ham ya da ara malları) işlemden geçirmek, fiziksel, kimyasal değişikliklerle daha uygun, kullanılır duruma getirmek

TREAT SOMEONE LIKE DIRT : English Turkish Redhouse

irini hiçe saymak, birini hor görmek

TREAT SOMETHING AS A JOKE : English Turkish Redhouse

işi şakaya vurmak