Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BE IN SHAPE FOR : English Turkish Redhouse

(-e) hazır olmak; formda olmak, kondisyonu iyi olmak

BE IN SHORT SUPPLY : English Turkish Redhouse

az bulunmak

BE IN SIGHT : English Turkish Redhouse

yakın olmak, ufukta olmak: Victory is in sight. Ufukta zafer görünüyor.
görülmek, gözle seçilmek

BE IN SOMEONE'S CHARGE : English Turkish Redhouse

irinin sorumluluğu altında olmak

BE IN SOMEONE'S DEBT : English Turkish Redhouse

ir kimseye borçlu olmak

BE IN SOMEONE'S GRASP : English Turkish Redhouse

irinin pençesine düşmüş olmak

BE IN STEP : English Turkish Redhouse

(with) (başkalarına) adım uydurmak.
with
e ayak uydurmak: We're in step with the times. Biz çağa ayak uydurduk

BE IN STITCHES : English Turkish Redhouse

konuşma diligülmekten kasıkları çatlamak

BE IN STORE FOR : English Turkish Redhouse

(bir şey) (birini) beklemek

BE IN STRAITENED CIRCUMSTANCES : English Turkish Redhouse

yoksulluk içinde yaşamak, darlık içinde olmak

BE IN SUBSTANTIAL AGREEMENT : English Turkish Redhouse

temelde anlaşmak, temel noktalarda hemfikir olmak

BE IN SYMPATHY WITH : English Turkish Redhouse

(görüşü, fikri) anlayıp paylaşmak/desteklemek

BE IN SYNC : English Turkish Redhouse

senkronik olmak, senkronize edilmiş olmak

BE IN TATTERS : English Turkish Redhouse

lime lime olmak, yırtık pırtık olmak.
(ad, şöhret v.b.) mahvolmak

BE IN TEARS : English Turkish Redhouse

ağlamak

BE IN THE ASCENDANT : English Turkish Redhouse

(yıldız, gezegen) doğu ufkunda görünmek.
(birinin) yıldızı parlamak; egemen olmak

BE IN THE ASCENDENT : English Turkish Redhouse

(yıldız, gezegen) doğu ufkunda görünmek.
(birinin) yıldızı parlamak; egemen olmak

BE IN THE BLACK : English Turkish Redhouse

orcu kalmamak, borçlu olmamak

BE IN THE CLEAR : English Turkish Redhouse

şüphe altında olmamak; masumluğu ispatlanmış olmak

BE IN THE DOLDRUMS : English Turkish Redhouse

denizcilikle ilgili rüzgârın esmediği bir bölgede bulunmak.
(birinin işleri) kesat olmak.
can sıkıntısı çekmek; efkârlı olmak

BE IN THE EMPLOY OF : English Turkish Redhouse

(birisi için) çalışmak

BE IN THE KNOW : English Turkish Redhouse

ilgisi olmak, gizli bir şeyden haberi olmak

BE IN THE MARKET FOR : English Turkish Redhouse

-i satın alma niyetinde olmak

BE IN THE MOOD : English Turkish Redhouse

(-i) istemek: I'm not in the mood for company. Kimseyle görüşmek istemiyorum. I'm in no mood for that right now. Şu an ona tahammülüm yok. I'm not in the mood. Canım istemiyor

BE IN THE MOOD FOR : English Turkish Redhouse

(-i) istemek: I'm not in the mood for company. Kimseyle görüşmek istemiyorum. I'm in no mood for that right now. Şu an ona tahammülüm yok. I'm not in the mood. Canım istemiyor