English Turkish Redhouse
TRULY : English Turkish Redhouse
tru.lytru'li zarf
gerçekten, hakikaten.
doğrulukla.
sadakatle. 6 samimiyetle.
tamamen, doğru olarak
TRUMP : English Turkish Redhouse
trumptr^mp isim
iskambil oyunları koz.
konuşma dili iyi adam. fiil, iskambil oyunları
koz kırmak, koz oynamak.
koz oynayarak almak
TRUMP CARD : English Turkish Redhouse
iskambil oyunlarıkoz
TRUMP UP : English Turkish Redhouse
uydurmak, icat etmek
TRUMPET : English Turkish Redhouse
trum.pettr^m'pît isim
boru.
borazan.
boru sesi. fiil
boru çalarak ilan etmek.
ilan etmek, yaymak.
boru gibi ses çıkarmak
TRUNCHEON : English Turkish Redhouse
trun.cheontr^n'çın isim
kısa ve kalın sopa.
İngiliz İngilizcesi cop
TRUNDLE : English Turkish Redhouse
trun.dletr^n'dıl fiil
yuvarlamak; yuvarlanmak.
(arabayla) taşımak
TRUNK : English Turkish Redhouse
trunktr^ngk isim
gövde, beden.
sandık.
otomotiv bagaj.
zooloji hortum.
ağaç gövdesi, gövde.
çoğul erkek mayosu, şort
TRUNK CALL : English Turkish Redhouse
şube hattı aracılığıyla konuşma
TRUSS : English Turkish Redhouse
trusstr^s isim
tıbbi kasık bağı.
mimarlık kiriş, destek.
kuru ot veya saman demeti.
bağlam, demet. fiil
sıkıca bağlamak.
destek koymak
TRUSS UP : English Turkish Redhouse
ağlamak, iple bağlamak
TRUST : English Turkish Redhouse
trusttr^st isim
güven, itimat.
umut.
emanet.
sorumluluk; görev.
mütevellilik; mutemetlik.
tröst. fiil
güvenmek, itimat etmek.
emanet etmek.
inanmak.
in
e güveni olmak
TRUST IN GOD : English Turkish Redhouse
Allaha tevekkül etmek, tevekkül etmek
TRUSTEE : English Turkish Redhouse
trus.teetr^sti' isim mütevelli; yediemin
TRUSTFUL : English Turkish Redhouse
trust.fulsıfat başkalarına güvenen/inanan
TRUSTING : English Turkish Redhouse
trust.ingsıfat başkalarına güvenen/inanan
TRUSTWORTHINESS : English Turkish Redhouse
trust.wor.thi.nessisim güvenirlik
TRUSTWORTHY : English Turkish Redhouse
trust.wor.thytr^st'wırdhi sıfat güvenilir
TRUTH : English Turkish Redhouse
truthtruth isim
gerçek, doğru, hakikat: What he said is the truth. Onun söylediği doğrudur.
doğruluk, gerçeklik.
dürüstlük, doğruluk
TRY : English Turkish Redhouse
trytray fiil
çalışmak, uğraşmak.
kalkışmak, girişmek.
denemek, sınamak.
yormak.
hukuk yargılamak.
gayret etmek. isim
çalışma, uğraşma.
deneme
TRY FOR : English Turkish Redhouse
elde etmeye çalışmak
TRY ON : English Turkish Redhouse
prova etmek, giyip denemek
TRY ONE'S FORTUNE : English Turkish Redhouse
şansını denemek
TRY ONE'S HAND AT : English Turkish Redhouse
-i denemek,
e el atmak
TRY ONE'S LUCK : English Turkish Redhouse
şansını denemek
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani