English Turkish Redhouse
UNLEASH : English Turkish Redhouse
un.leash^nliş' fiil serbest bırakmak, salıvermek
UNLEAVENED : English Turkish Redhouse
un.leav.ened^nlev'ınd sıfat mayasız (hamur, ekmek)
UNLEAVENED BREAD : English Turkish Redhouse
hamursuz
UNLESS : English Turkish Redhouse
un.less^nles' bağlaç
mezse,
medikçe, meğerki: We cannot go unless he comes. Gelmezse gidemeyiz. Unless the government makes cuts in its expenditures inflation will increase. Devlet harcamalarında kesinti yapmadıkça enflasyon yükselecek. You can't catch the bus unless you run. Otobüse yetişemeyeceksin, meğerki koşasın
UNLIKE : English Turkish Redhouse
un.like^nlayk' sıfat birbirine benzemeyen, farklı. edat
den farklı olarak: This painting is unlike his others. Bu resim onun diğer resimlerinden farklı. His Turkish, unlike mine, is excellent. Benimkinin tersine, onun Türkçesi mükemmel
UNLIKELY : English Turkish Redhouse
un.like.ly^nlayk'li sıfat
olası olmayan.
başarı olasılığı olmayan
UNLIMITED : English Turkish Redhouse
un.lim.it.ed^nlîm'îtîd sıfat sınırsız, sonsuz, sayısız
UNLISTED : English Turkish Redhouse
un.list.ed^nlîs'tîd sıfat
listeye girmemiş, listede olmayan.
rehberde olmayan (telefon numarası)
UNLOAD : English Turkish Redhouse
un.load^nlod' fiil
yükünü boşaltmak; (yük) boşaltmak.
(derdini) dökmek.
(silahı) boşaltmak.
(eldeki malı) satarak elden çıkarmak
UNLOCK : English Turkish Redhouse
un.lock^nlak' fiil
kilidini açmak.
ortaya çıkarmak, çözmek: unlock a secret sırrı çözmek
UNLOOKED-FOR : English Turkish Redhouse
un.looked-for^nlûkt'fôr sıfat beklenmedik
UNLOOSE : English Turkish Redhouse
un.loose^nlus' fiil
çözmek.
serbest bırakmak
UNLOOSEN : English Turkish Redhouse
un.loos.en^nlu'sın fiil
çözmek.
gevşetmek.
serbest bırakmak
UNLOVELY : English Turkish Redhouse
un.love.ly^nl^v'li sıfat sevimsiz; nahoş
UNLUCKILY : English Turkish Redhouse
un.luck.i.lyzarf şanssızlık eseri
UNLUCKINESS : English Turkish Redhouse
un.luck.i.nessisim şanssızlık
UNLUCKY : English Turkish Redhouse
un.luck.y^nl^k'i sıfat
şanssız, talihsiz, bahtsız.
uğursuz
UNMANAGEABLE : English Turkish Redhouse
un.man.age.a.ble^nmän'îcıbıl sıfat idaresi güç, idare edilemez
UNMANNED : English Turkish Redhouse
un.manned^nmänd' sıfat
mürettebatsız.
insansız çalışan
UNMANNERLY : English Turkish Redhouse
un.man.ner.ly^nmän'ırli sıfat nezaketsiz, saygısız, kaba
UNMARRIED : English Turkish Redhouse
un.mar.ried^nmer'id sıfat evlenmemiş, bekâr
UNMASK : English Turkish Redhouse
un.mask^nmäsk' fiil
maskesini çıkartmak.
gerçek kişiliğini/kimliğini ortaya çıkarmak, maskesini kaldırmak
UNMEANT : English Turkish Redhouse
un.meant^nment' sıfat istenmeden yapılmış, kasıtsız
UNMENTIONABLE : English Turkish Redhouse
un.men.tion.a.ble^nmen'şınıbıl sıfat ağza alınmaz, sözü edilmez
UNMERITED : English Turkish Redhouse
un.mer.it.ed^nmer'îtıd sıfat haksız, hak edilmeyen
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani