English Turkish Redhouse
BE OFF ONE'S NUT : English Turkish Redhouse
aklını kaçırmış olmak, aklını oynatmış olmak
BE OFF ONE'S TROLLEY : English Turkish Redhouse
konuşma dilikafadan kontak olmak
BE OFF THE AIR : English Turkish Redhouse
(radyodan/televizyondan) yayımlanmamak; yayımda olmamak: You're off the air. Yayım bitti
BE OFF THE BEATEN TRACK : English Turkish Redhouse
konuşma diliher yerden uzak bir yerde olmak, dağ başında olmak
BE OK : English Turkish Redhouse
iyi olmak
BE ON : English Turkish Redhouse
(ışık) açık olmak.
makine açılmış durumda olmak, çalışmak, açık olmak
BE ON A BETTER FOOTING THAN EVER : English Turkish Redhouse
araları her zamankinden daha iyi olmak
BE ON A DIET : English Turkish Redhouse
perhiz yapmak, rejim yapmak
BE ON A PAR WITH : English Turkish Redhouse
eşit derecede veya değerde olmak
BE ON A RAMPAGE : English Turkish Redhouse
(-i) yakıp yıkmak, (-i) kasıp kavurmak
BE ON A RAMPAGE THROUGH : English Turkish Redhouse
(-i) yakıp yıkmak, (-i) kasıp kavurmak
BE ON DISPLAY : English Turkish Redhouse
sergilenmek
BE ON EDGE : English Turkish Redhouse
sinirleri gergin olmak
BE ON FAMILIAR GROUND : English Turkish Redhouse
bildiği bir yerde/yörede bulunmak.
bildiği bir konuyla ilgilenmek
BE ON FIRE : English Turkish Redhouse
yanmak
BE ON GOOD TERMS : English Turkish Redhouse
(biriyle) arası iyi olmak
BE ON GOOD TERMS WITH : English Turkish Redhouse
(biriyle) arası iyi olmak
BE ON GUARD : English Turkish Redhouse
nöbet tutmak.
tetikte olmak
BE ON ITS WAY OUT : English Turkish Redhouse
-in devri kapanmak üzere olmak
BE ON ONE'S CONSCIENCE : English Turkish Redhouse
(birşey) vicdanını rahatsız etmek
BE ON ONE'S HANDS : English Turkish Redhouse
(yük sayılan bir şey/biri)
in başında olmak,
in sorumluluğunda olmak
BE ON ONE'S METTLE : English Turkish Redhouse
elinden geleni yapmaya hazır olmak
BE ON ONE'S OWN RESPONSIBILITY : English Turkish Redhouse
(yaptığı şeyden) kendisi sorumlu olmak
BE ON ONE'S TOES : English Turkish Redhouse
uyanık/dikkatli olmak
BE ON ONE'S WAY OUT : English Turkish Redhouse
çıkmak: We were just on our way out. Biz şimdi çıkıyorduk
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani