Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
UP IN THE AIR : English Turkish Redhouse

karar verilmemiş; sonu henüz belli olmamış

UP THE CREEK : English Turkish Redhouse

konuşma dilizor durumda

UP TO DATE : English Turkish Redhouse

günümüze uygun, çağdaş; modaya uygun

UP TO ONE'S EARS IN WORK : English Turkish Redhouse

fazla meşgul

UP TO SCRATCH : English Turkish Redhouse

konuşma diliiyi durumda

UP TO SNUFF : English Turkish Redhouse

iyi; makbul

UP TO THE ELBOWS : English Turkish Redhouse

çok meşgul, işi başından aşkın

UP-AND-COMING : English Turkish Redhouse

up-and-com.ing^p'ınk^m'îng sıfat faal ve geleceği parlak

UP-AND-UP : English Turkish Redhouse

up-and-up^p'ın^p' isim bakınız be on the up-and-up

UPBEAT : English Turkish Redhouse

up.beat^p'bit sıfat, konuşma dili iyimser

UPBRAID : English Turkish Redhouse

up.braid^pbreyd' fiil azarlamak

UPBRINGING : English Turkish Redhouse

up.bring.ing^p'brîngîng isim yetişme, terbiye

UPCOUNTRY : English Turkish Redhouse

up.coun.try^p'k^ntri sıfat, konuşma dili sahilden uzak. zarf iç kesimlere doğru

UPDATE : English Turkish Redhouse

up.date^pdeyt' fiil
modernleştirmek, güncelleştirmek.
düzeltme ve eklemeler yapmak

UPEND : English Turkish Redhouse

up.end^pend' fiil
dikine çevirmek.
baş aşağı etmek

UPGRADE : English Turkish Redhouse

up.grade^p'greyd isim
yokuş.
bir ürünü daha yüksek performans özelliklerine sahip yeni bir ürün ile değiştirerek bir sistemin performansını artırma. fiil geliştirmek. zarf yokuş yukarı

UPHEAVAL : English Turkish Redhouse

up.heav.al^phi'vıl isim
karışıklık, kargaşa; ayaklanma; devrim.
büyük ve ani değişiklik.
jeoloji yerkabuğunun kabarması

UPHILL : English Turkish Redhouse

up.hill^p'hîl' zarf yokuş yukarı. sıfat
yukarıya giden.
güç, çetin, zahmetli: uphill struggle güç bir mücadele

UPHOLD : English Turkish Redhouse

up.hold^phold' fiil (upheld)
yukarı kaldırmak.
tutmak, tarafını tutmak, desteklemek.
onaylamak, tasdik etmek

UPHOLSTER : English Turkish Redhouse

up.hol.ster^phol'stır fiil
(koltuk v.b.'ni) sünger v.b. ile doldurup kumaşla kaplamak.
döşemek.
donatmak

UPHOLSTERER : English Turkish Redhouse

up.hol.ster.erisim döşemeci

UPHOLSTERY : English Turkish Redhouse

up.hol.ster.yisim
döşemecilik.
döşemelik kumaş; döşeme

UPKEEP : English Turkish Redhouse

up.keep^p'kip isim
bakım.
bakım masrafı

UPLIFT : English Turkish Redhouse

up.lift^plîft' fiil
yükseltmek, yukarı kaldırmak.
yüceltmek.
kalkındırmak. isim
yükseltme.
yüceltme.
kalkındırma

UPMOST : English Turkish Redhouse

up.most^p'most sıfat en yukarı, en yukarıki, en üst