English Turkish Redhouse
BE ON THE RAZOR'S EDGE : English Turkish Redhouse
ölümle kalım arasında olmak; iki ateş arasında kalmak
BE ON THE ROAD : English Turkish Redhouse
yolda olmak, yola çıkmış olmak.
to
e doğru gitmek
BE ON THE SHELF : English Turkish Redhouse
kızağa çekilmiş olmak; emekliye ayrılmış olmak.
(kadın) evde kalmış olmak
BE ON THE SKIDS : English Turkish Redhouse
konuşma dilikötü bir durumda olmak, kötüye gitmek
BE ON THE SPOT : English Turkish Redhouse
olayın geçtiği yerde bulunmak
BE ON THE TABLE : English Turkish Redhouse
teklif edilmiş olmak.
(tasarı veya meselenin) görüşülmesi veya tartışılması ileri bir tarihe bırakılmış olmak
BE ON THE TELEPHONE : English Turkish Redhouse
telefonda olmak/konuşmak
BE ON THE TIP OF ONE'S TONGUE : English Turkish Redhouse
dilinin ucunda olmak
BE ON THE UP-AND-UP : English Turkish Redhouse
konuşma diliyalansız konuşmak; dürüst bir şekilde davranmak: I think he's on the up-and-up. Bence numara yapmıyor
BE ON THE WATCH : English Turkish Redhouse
tetikte olmak, kulak kesilmek.
nöbette olmak
BE ON THE WING : English Turkish Redhouse
uçmakta olmak, uçmak
BE ON THIN ICE : English Turkish Redhouse
tehlikeli veya çok rizikolu bir durumda bulunmak
BE ON TO : English Turkish Redhouse
konuşma dili-den haberdar olmak
BE ON TOP OF : English Turkish Redhouse
(duruma) hâkim olmak
BE ON TOP OF THE NEWS : English Turkish Redhouse
olup bitenlerden haberdar olmak
BE ON TOP OF THE WORLD : English Turkish Redhouse
sevinçten uçmak, ayakları yere değmemek, bastığı yeri bilmemek, çok mutlu olmak
BE ON TOP OF THINGS : English Turkish Redhouse
olup bitenlerden haberdar olmak
BE ON TRIAL : English Turkish Redhouse
yargılanmak.
denenmek
BE ON VACATION : English Turkish Redhouse
tatilde olmak, tatil olmak: Schools are on vacation. Okullar tatil
BE ONE WITH : English Turkish Redhouse
ile aynı fikirde olmak
BE ONE'S OWN MAN : English Turkish Redhouse
(erkek) başkasının piyonu olmamak, başkasının kullanabileceği biri olmamak
BE ONE'S OWN MASTER : English Turkish Redhouse
aşına buyruk olmak
BE ONE'S OWN WOMAN : English Turkish Redhouse
(kadın) başkasının piyonu olmamak, başkasının kullanabileceği biri olmamak
BE ONESELF : English Turkish Redhouse
kendisi gibi davranmak, normal bir şekilde hareket etmek
BE ONTO A GOOD THING : English Turkish Redhouse
konuşma diliyağlı bir iş bulmuş olmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani