Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BE OPEN TO DISPUTE : English Turkish Redhouse

(bir şey) tartışılabilmek, tartışmaya açık olmak

BE OPERATED ON : English Turkish Redhouse

ameliyat olmak

BE OPPOSED TO SOMETHING : English Turkish Redhouse

ir şeye karşı olmak, bir şeyin aleyhinde olmak

BE OUT : English Turkish Redhouse

dışarıda olmak: He's out at the moment. Şu an burada değil.
(belirli bir miktar para) gitmek; (para) açığı olmak: I had to buy them lunch, and now I'm out a million liras. Onlara öğle yemeği ısmarlamak zorunda kaldım; bir milyon liram gitti. Your total is two thousand liras out. Senin toplamda iki bin liralık bir eksik var.
(kitap) kütüphaneden alınmış olmak: That book's out. O kitap alınmış.
(kitap, gazete, resmi ilan) çıkmak, yayımlanmak.
(ay, güneş) çıkmak.
(çiçek, yaprak) açmak; (ağaç, bitki) yapraklanmak, yeşillenmek, yeşermek.
(ateş) sönmüş olmak.
(hafta, ay) bitmiş olmak, sona ermek.
nakavt olmak.
sızmış olmak; bayılmış olmak.
demode olmak.
düşünülmemek, uygun sayılmamak, söz konusu olmamak: That's definitely out. O kesinlikle düşünülmüyor.
(makine) bozulmuş olmak.
(deniz) alçalmış olmak.
spor (top) aut olmak, auta çıkmak.
(çocuk oyunlarında) yanmak: You're out! Yandın!

BE OUT AND ABOUT : English Turkish Redhouse

(nekahetten sonra) dışarı/sokağa çıkıp gezmek

BE OUT FOR SOMEONE'S BLOOD : English Turkish Redhouse

konuşma dilibirinin hakkından gelmek istemek

BE OUT IN FORCE : English Turkish Redhouse

konuşma diliortalıkta çok olmak

BE OUT IN LEFT FIELD : English Turkish Redhouse

argoçok yanılmış olmak

BE OUT OF : English Turkish Redhouse

(bir şey) tükenmiş olmak, kalmamak: We're out of gas. Benzinimiz bitti. By the time he reached the top of the hill he was out of breath. Yokuşun başına vardığında nefesi kesilmişti

BE OUT OF A JOB : English Turkish Redhouse

işsiz olmak

BE OUT OF CHARACTER : English Turkish Redhouse

(bir davranış) birine uymamak, birinin her zamanki yaptıklarına uymamak

BE OUT OF COMMISSION : English Turkish Redhouse

konuşma dilibozulmuş olmak

BE OUT OF CONTROL : English Turkish Redhouse

kontrolden çıkmış olmak, frenlenemez olmak.
(biri) dizginlenemez olmak

BE OUT OF EARSHOT : English Turkish Redhouse

(uzakta olduğu için) işitememek, duyamamak

BE OUT OF FAVOR : English Turkish Redhouse

gözden düşmüş olmak

BE OUT OF FAVOR WITH : English Turkish Redhouse

(birinin) gözünden düşmüş olmak

BE OUT OF IT : English Turkish Redhouse

argobaşka bir dünyada yaşamak, hayal dünyası içinde olmak

BE OUT OF KILTER : English Turkish Redhouse

konuşma dilibozulmuş olmak

BE OUT OF LINE : English Turkish Redhouse

yersiz/uygunsuz/yakışıksız olmak, yakışık almamak.
sıradan çıkmış olmak

BE OUT OF LUCK : English Turkish Redhouse

şansı olmamak, şansı yaver gitmemek

BE OUT OF ONE'S MIND : English Turkish Redhouse

konuşma dili
aklı yerinde olmamak, delirmiş olmak, keçileri kaçırmış olmak.
çok öfkeli olmak

BE OUT OF PLACE : English Turkish Redhouse

(her zamanki) yerinde olmamak.
yersiz/uygunsuz/yakışıksız olmak, yakışık almamak

BE OUT OF PRACTICE : English Turkish Redhouse

(uzun zamandan beri bir şeyi yapmadığı için) (onu) iyi yapamamak

BE OUT OF PRINT : English Turkish Redhouse

(kitabın) baskısı tükenmiş olmak

BE OUT OF REACH : English Turkish Redhouse

el altında olmamak.
erişilemez olmak