Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
WHIM : English Turkish Redhouse

whimhwîm isim birinin aklına esen şey; kapris, geçici heves

WHIMPER : English Turkish Redhouse

whim.perhwîm'pır fiil
hafifçe/yavaşça inlemek, hafif iniltiler çıkarmak.
sızlanmak, sızlamak, hafif hafif yakınmak. isim
hafif inilti, inleme.
sızıltı, sızlanma

WHIMSICAL : English Turkish Redhouse

whim.si.calhwîm'zîkıl sıfat
garip, tuhaf.
gariplikler yapmaktan hoşlanan.
değişken, birdenbire değişen

WHIMSY : English Turkish Redhouse

whim.syhwîm'zi isim
garip şeylerden hoşlanma huyu.
garip şey.
garip fikir veya heves

WHINE : English Turkish Redhouse

whinehwayn fiil
inlemek, ağlamak, iniltiler çıkarmak.
sızlanmak, sızlamak, yakınmak.
(kurşun) vınlamak.
(sivrisinek) vızıldamak. isim
inilti, inleme.
sızıltı, sızlanma.
(kurşuna ait) vınlama.
(sivrisineğin çıkardığı) vızıltı

WHINGE : English Turkish Redhouse

whingehwînc fiil, İngiliz İngilizcesi vızıldamak, vızlamak, sızlanmak, sızlamak, yakınmak

WHINNY : English Turkish Redhouse

whin.nyhwîn'i fiil hafifçe kişnemek. isim hafif bir kişneme

WHIP : English Turkish Redhouse

whiphwîp fiil (whipped, whipping)
(kamçı, kayış, baston v.b. ile) vurmak; kamçılamak; kırbaçlamak; (birinin kıçına) şaplak indirmek; dayak atmak.
out çıkarıvermek, birdenbire çıkarmak: He whipped out his knife. Birdenbire bıçağını çıkardı.
around/round/across/off/over çabucak veya bir koşu gitmek: He'll whip round to the grocer's and get it. Bir koşu bakkala gidip alır.
around/round/across/over (rüzgâr) şiddetle esmek.
(sütün yüzünde toplanan kremayı, yumurtayı v.b.'ni) çırpmak.
tamamıyla mağlup etmek, bozguna uğratmak.
up (bir duyguyu) uyandırmak veya kışkırtmak; kamçılamak.
up yapıvermek/yaratıvermek: She can whip up a cake in no time flat. Bir çırpıda bir kek yapabilir.
in girivermek.
out çabucak çıkmak, çıkıvermek.
back çabucak dönmek

WHIP SOMEONE AWAY : English Turkish Redhouse

irini götürüvermek

WHIP SOMEONE INTO SHAPE : English Turkish Redhouse

irini/bir şeyi istenilen şekle veya duruma getirivermek: In two weeks he'd whipped his team into shape. İki hafta içinde takımını oynamaya hazır bir duruma getirivermişti

WHIP SOMEONE OFF : English Turkish Redhouse

irini götürüvermek

WHIP SOMETHING AWAY : English Turkish Redhouse

ir şeyi kapıvermek

WHIP SOMETHING INTO SHAPE : English Turkish Redhouse

irini/bir şeyi istenilen şekle veya duruma getirivermek: In two weeks he'd whipped his team into shape. İki hafta içinde takımını oynamaya hazır bir duruma getirivermişti

WHIP SOMETHING OFF : English Turkish Redhouse

ir giysiyi çıkarıvermek

WHIP SOMETHING ON : English Turkish Redhouse

ir giysiyi giyivermek

WHIP-ROUND : English Turkish Redhouse

whip-roundhwîp'raund isim, İngiliz İngilizcesi, konuşma dili bakınız have a whip-round

WHIPLASH : English Turkish Redhouse

whip.lashhwîp'läş isim
kamçı vuruşu/darbesi.
kamçı ipi.
araba kazasında kafa ve omurganın şiddetle sarsılmasından ileri gelen travma

WHIPPED CREAM : English Turkish Redhouse

kremşantiyi

WHIPPERSNAPPER : English Turkish Redhouse

whip.per.snap.perhwîp'ır.snäpır isim, konuşma dili kendini bir şey zanneden genç

WHIPPING : English Turkish Redhouse

whip.pinghwîp'îng isim
kırbaçlama, kamçılama.
birinin kıçına şaplak indirme; dayak

WHIPPING BOY : English Turkish Redhouse

şamar oğlanı

WHIPPOORWILL : English Turkish Redhouse

whip.poor.willhwîp'ırwîl isim Kuzey Amerika'ya özgü bir tür çobanaldatan

WHIPSTITCH : English Turkish Redhouse

whip.stitchhwîp'stîç isim, konuşma dili an, lahza

WHIR : English Turkish Redhouse

whirhwır fiil (whirred, whirring)
(kuş) pır diye uçmak, pır pır uçmak.
vınlamak. isim
pır sesi.
vın sesi, vınlama

WHIRL : English Turkish Redhouse

whirlhwırl fiil
fırıl fırıl dönmek, hızla dönmek; fırıl fırıl döndürmek, hızla döndürmek.
(about/around) dönüvermek: She whirled around and gave me a slap on the face. Birden dönüp yüzüme bir tokat attı.
büyük bir hızla geçmek; vızır vızır geçmek. isim
fırıl fırıl dönme, hızlı dönüş; fırıl fırıl döndürme, hızlı döndürüş.
küçük çevrinti: Trout can be found near the whirls in the stream. Alabalık, çaydaki küçük çevrintilerin yakınında bulunabilir.
koşuşturma.
heyecan.
hızlı geçiş; vızır vızır geçiş