Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
WHO'LL : English Turkish Redhouse

who'llhul kısaltma
who will.
who shall

WHOA : English Turkish Redhouse

whoahwo ünlem Dur!/Çüş! (Binek hayvanını durdurmak için söylenir.)

WHODUNIT : English Turkish Redhouse

who.dun.ithud^n'ît isim, konuşma dili polisiye roman; dedektif romanı

WHOEVER : English Turkish Redhouse

who.ev.erhuwev'ır zamir
kim/her kim
.. ise: Come out at once whoever you are! Her kim isen hemen ortaya çık! The same punishment will be meted out to whoever else infringes these laws. Bu kanunları başka kim bozarsa aynı cezaya tabi olacak.
konuşma dili bakınızWho ever
..?

WHOLE : English Turkish Redhouse

wholehol sıfat
tam; bütün, tüm: He stayed there for a whole week. Tam bir hafta orada kaldı. She talked the whole time. Hep konuştu. Give me your whole attention! Tüm dikkatini bana ver! The whole group came. Gruptakilerin tümü geldi.
bütün, tam: Can you knock back a whole bottle? Bütün bir şişeyi devirebilir misin? isim bütün: Two halves make a whole. İki yarım bir bütünü oluşturur

WHOLE NUMBER : English Turkish Redhouse

matematiktamsayı

WHOLE-WHEAT : English Turkish Redhouse

whole-wheathol'hwit' sıfat kepekli unla yapılan

WHOLE-WHEAT FLOUR : English Turkish Redhouse

kepekli un

WHOLEHEARTED : English Turkish Redhouse

whole.heart.edhol'har'tîd sıfat samimi, içten, candan

WHOLESALE : English Turkish Redhouse

whole.salehol'seyl sıfat
toptancı (tüccar).
büyük çapta olan. zarf toptan. fiil toptan satmak

WHOLESALE PRICE : English Turkish Redhouse

toptan fiyat

WHOLESALE TRADE : English Turkish Redhouse

toptan satışlar

WHOLESALER : English Turkish Redhouse

whole.salerisim toptancı

WHOLESOME : English Turkish Redhouse

whole.somehol'sım sıfat
ahlak açısından hiçbir sakıncası olmayan.
erdemli, faziletli.
sağlığa yararlı

WHOLLY : English Turkish Redhouse

whol.lyho'li, hol'li zarf tamamıyla, bütünüyle

WHOM : English Turkish Redhouse

whomhum zamir
kimi; kime; kimden; kimde: Whom do you mean? Kimi kastediyorsun? To whom did you give it? Onu kime verdiniz? From whom did you take it? Onu kimden aldın? In whom do you see that quality? O niteliği kimde görüyorsunuz?
Sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: Doğan, whom you know as Dodo, will not be there. Dodo diye tanıdığınız Doğan orada bulunmayacak. Do you know the person to whom I sent it? Onu yolladığım kişiyi tanıyor musunuz?
İsim olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: I know whom you mean. Kimi kastettiğini anlıyorum/biliyorum

WHOOP : English Turkish Redhouse

whoophwup fiil haykırmak. isim haykırı, haykırış

WHOOP IT UP : English Turkish Redhouse

konuşma diligürültülü patırtılı bir şekilde eğlenmek

WHOOPING COUGH : English Turkish Redhouse

oğmaca

WHOP : English Turkish Redhouse

whophwap fiil, konuşma dili (whopped, whopping) kuvvetle vurmak. isim kuvvetli darbe/vuruş

WHOPPER : English Turkish Redhouse

whop.perhwap'ır isim, konuşma dili
kocaman bir şey: I've caught a whopper. Kocaman bir tane yakaladım. That's a whopper! Kocaman bir şey o!
kuyruklu yalan

WHOPPING : English Turkish Redhouse

whop.pinghwap'îng sıfat, konuşma dili çok büyük. zarf çok: They got whopping drunk last night. Dün gece zilzurna oldular

WHORE : English Turkish Redhouse

whorehôr isim orospu, fahişe. fiil orospuluk yapmak

WHOREHOUSE : English Turkish Redhouse

whore.househôr'haus isim genelev

WHOSE : English Turkish Redhouse

whosehuz zamir
kimin: Whose house is that? O ev kimin? Whose shoes are those? Onlar kimin ayakkabıları?
Sıfat olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: Feride, whose sad end I have already related to you, was not present. Hazin sonunu size daha önce anlattığım Feride orada bulunmuyordu.
İsim olarak kullanılan yancümlenin başında bulunur: I think I know whose woods these are. Bu ormanların kimin olduğunu bildiğimi sanıyorum