Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
WITLESS : English Turkish Redhouse

wit.lesswît'lîs sıfat akılsız; aptal

WITNESS : English Turkish Redhouse

wit.nesswît'nîs isim tanık, şahit. fiil
bizzat görmek,
e tanık/şahit olmak: Did you witness that event? O olayı bizzat gördün mü? These walls have witnessed a lot of history. Bu surlar birçok tarihi olaya tanık oldu.
to
e tanıklık/şahitlik etmek: He witnessed to having seen the murder. Tanıklık ederek cinayeti gördüğünü söyledi.
(to) (bir şeyin) kanıtı/delili olmak, (bir şeye) delalet etmek, (bir şeye) işaret etmek: Her absence at the ceremony witnessed her disapproval. Törende hazır bulunmaması, onaylamadığına işaret ediyordu.
hazır bulunarak (bir şeye) resmen şahit olmak, tanıklık etmek: Can you witness Nazmiye's will? Nazmiye'nin vasiyetnamesine tanıklık eder misin?

WITNESS STAND : English Turkish Redhouse

(mahkemede) tanığın ifade verdiğ i yer, tanık/şahit kürsüsü

WITTICISM : English Turkish Redhouse

wit.ti.cismwît'ısîzım isim espri, nükte

WITTINGLY : English Turkish Redhouse

wit.ting.lywît'îngli zarf bilerek, bile bile

WITTY : English Turkish Redhouse

wit.tywît'i sıfat
espritüel, nüktedan, nükteci.
esprili, nükteli

WIVES : English Turkish Redhouse

wiveswayvz isim, çoğul bakınız wife

WIZ : English Turkish Redhouse

wizwîz isim, konuşma dili çok usta kimse

WIZARD : English Turkish Redhouse

wiz.ardwîz'ırd isim
büyücü, sihirbaz.
çok usta kimse: He's a wizard at math. Matematikte çok usta

WIZENED : English Turkish Redhouse

wiz.enedwîz'ınd sıfat pörsük, pörsümüş

WOBBLE : English Turkish Redhouse

wob.blewab'ıl fiil
dingildemek, sallanmak, oynamak; dingildetmek, sallamak, oynatmak.
(ses) titremek. isim
dingildeme, sallanma, oynama.
(seste) titreme

WOBBLY : English Turkish Redhouse

wobb.lysıfat
dingildeyen, sallanan, oynayan.
titrek (ses).
sağlam olmayan.
kararsız, istikrarsız

WODGE : English Turkish Redhouse

wodgewac isim, İngiliz İngilizcesi, konuşma dili bakınız a wodge of

WOE : English Turkish Redhouse

woewo isim acı, ıstırap

WOEBEGONE : English Turkish Redhouse

woe.be.gonewo'bîgôn sıfat acıklı, kederli

WOEFUL : English Turkish Redhouse

woe.fulwo'fıl sıfat
keder dolu.
keder verici, acıklı.
korkunç, feci: What woeful ignorance! Ne korkunç bir cehalet!

WOKE : English Turkish Redhouse

wokewok fiil bakınız wake

WOKEN : English Turkish Redhouse

wok.enwo'kın fiil bakınız wake

WOLF : English Turkish Redhouse

wolfwûlf isim (wolves) kurt. fiil down aç kurt gibi yemek, hapır hupur yemek, (yemek) atıştırmak

WOLFRAM : English Turkish Redhouse

wolf.ramwûl'frım isim, kimya volfram, tungsten

WOLVES : English Turkish Redhouse

wolveswûlvz isim, çoğul bakınız wolf

WOMAN : English Turkish Redhouse

wom.anwûm'ın isim (women) kadın

WOMANISE : English Turkish Redhouse

wom.an.isewûm'ınayz fiil, İngiliz İngilizcesi bakınız womanize

WOMANISH : English Turkish Redhouse

wom.an.ishwûm'ınîş sıfat kadınsı

WOMANIZE : English Turkish Redhouse

wom.an.izewûm'ınayz fiil zamparalık etmek