Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
WOMANKIND : English Turkish Redhouse

wom.an.kindwûm'ınkaynd isim kadınlar

WOMANLY : English Turkish Redhouse

wom.an.lywûm'ınli sıfat kadınca, kadına yakışır

WOMB : English Turkish Redhouse

wombwum isim rahim, dölyatağı, karın

WOMEN : English Turkish Redhouse

wom.enwîm'în isim, çoğul bakınız woman

WOMEN'S LIB : English Turkish Redhouse

konuşma dilibakınız women's liberation

WOMEN'S LIBERATION : English Turkish Redhouse

Kadınların Özgürlüğü Hareketi

WOMEN'S LIBERATION MOVEMENT : English Turkish Redhouse

Kadınların Özgürlüğü Hareketi

WOMEN'S RIGHTS : English Turkish Redhouse

kadın hakları

WON : English Turkish Redhouse

wonw^n fiil bakınız win

WON'T : English Turkish Redhouse

won'twont kısaltma will not

WONDER : English Turkish Redhouse

won.derw^n'dır isim
hayret, şaşırma.
harika: the seven wonders of the world dünyanın yedi harikası. She's a wonder. O harika bir insan. fiil
(at) (-e) hayret etmek, şaşırmak.
(about/if) (-i) merak etmek, anlamak veya öğrenmek istemek: I wondered what it meant. Ne anlama geldiğini merak ettim. I wonder who she really is. Onun gerçek kimliği nedir acaba? I wonder what she's doing right now. Şu anda ne yapıyor acaba? "He'll win the prize." "I wonder." "Ödülü kazanır." "Acaba?"
(about/if) (-den) şüphe etmek: I wonder about her intentions. Niyetlerinden şüphe ediyorum.
düşünmek: He wondered what to do. Ne yapacağını düşündü

WONDERFUL : English Turkish Redhouse

won.der.fulw^n'dırfıl sıfat çok iyi, şahane, harika

WONT : English Turkish Redhouse

wontw^nt, wont isim âdet, alışkanlık, itiyat

WONTED : English Turkish Redhouse

wont.edw^n'tîd, won'tîd sıfat her zamanki, alışılmış, mutat

WOO : English Turkish Redhouse

woowu fiil kur yapmak

WOOD : English Turkish Redhouse

woodwûd isim
odun.
orman; koru.
ağaç; tahta: That table's made of wood. O masa ağaçtan yapılmış. The staircase is made of wood. Merdivenler tahtadan. The house is made of wood. Ev ahşap. sıfat tahta; ahşap

WOOD GLUE : English Turkish Redhouse

tutkal

WOODCUT : English Turkish Redhouse

wood.cutwûd'k^t isim tahta kalıpla basılmış estamp

WOODED : English Turkish Redhouse

wood.edwûd'îd sıfat ağaçlarla kaplı, ağaçlık; ormanlık

WOODEN : English Turkish Redhouse

wood.enwûd'ın sıfat
ağaçtan yapılmış, ağaç; tahtadan yapılmış, tahta; ahşap: wooden bed ağaç karyola. wooden spoon tahta kaşık. wooden house ahşap ev.
cansız, ruhsuz

WOODLAND : English Turkish Redhouse

wood.landwûd'lınd isim ağaçlık arazi/alan, ağaçları bol olan yer. sıfat ağaçlık alanlara özgü

WOODPECKER : English Turkish Redhouse

wood.peck.erwûd'pekır isim ağaçkakan

WOODS : English Turkish Redhouse

woodswûdz isim, çoğul orman; koru

WOODSY : English Turkish Redhouse

woods.ywûd'zi sıfat ormansı; korumsu

WOODWIND : English Turkish Redhouse

wood.windwûd'wînd isim, müzik ağaçtan yapılmış nefesli çalgı