English Turkish Redhouse
BE PROUD OF : English Turkish Redhouse
-den gurur duymak, ile iftihar etmek, ile övünmek
BE SUBORDINATE TO : English Turkish Redhouse
(bir şeyden) aşağı kalmak,
den sonra gelmek,
den daha az önemli olmak; (başkasının) emrinde olmak
BE SUBSEQUENT TO : English Turkish Redhouse
(belirli bir olayı) takip etmek, (belirli bir olaydan) sonra olmak/vuku bulmak
BE SUBSERVIENT TO : English Turkish Redhouse
-in hizmetinde olmak
BE SUFFICIENT : English Turkish Redhouse
yeterli olmak, yetmek
BE SUFFUSED WITH : English Turkish Redhouse
ile kaplanmak; ile dolu olmak; (belirli bir renge) boyanmak
BE SUGGESTIVE OF : English Turkish Redhouse
(bir şey) (başka bir şeyi) akla getirmek.
(belirli bir) izlenim bırakmak, hissini vermek
BE SUICIDAL : English Turkish Redhouse
intihar etmeyi düşünmek
BE SUITABLE FOR : English Turkish Redhouse
-e uygun olmak
BE SUPPOSED TO : English Turkish Redhouse
beklenmek: You're supposed to stand up when he walks in. O girdiğinde ayağa kalkmanız bekleniyor.
gerekmek, lazım olmak: You're not supposed to be here. Burada bulunmaman gerek.
zannedilmek, farzedilmek: We're supposed to be rich. Bizi zengin zannediyorlar./Güya zenginmişiz.
e yaramak: What's this machine supposed to do? Bu makine neye yarar?
izin verilmek: You're not supposed to leave the campus this weekend. Bu hafta sonu kampustan ayrılmana izin yok
BE SURCHARGED WITH : English Turkish Redhouse
ile dopdolu olmak
BE SURE OF ONESELF : English Turkish Redhouse
kendinden emin olmak
BE SURROUNDED BY : English Turkish Redhouse
etrafı (bir şey/birileri) ile çevrili olmak
BE SURROUNDED WITH : English Turkish Redhouse
etrafı (bir şey/birileri) ile çevrili olmak
BE SUSCEPTIBLE TO : English Turkish Redhouse
(bir hastalığa) karşı direnci olmamak.
(bir şey için) kolay bir hedef olmak.
e kapılabilmek
BE SUSPICIOUS OF : English Turkish Redhouse
-den kuşku duymak,
den şüphe etmek
BE SWAMPED WITH : English Turkish Redhouse
aşırı miktarda olmak;
.. içinde boğulmak: He's swamped with work. Çok fazla işi var
BE SWEET ON : English Turkish Redhouse
(birine) âşık olmak
BE SYMPATHETIC TO : English Turkish Redhouse
(görüşü, fikri) anlayıp paylaşmak/desteklemek
BE SYMPATHETIC TOWARDS : English Turkish Redhouse
(görüşü, fikri) anlayıp paylaşmak/desteklemek
BE TAILOR-MADE FOR : English Turkish Redhouse
(biri veya bir şey) için özel olarak yapılmış olmak.
(biri) için biçilmiş kaftan olmak
BE TAKEN ABACK : English Turkish Redhouse
(-e) şaşakalmak, çok şaşırmak
BE TAKEN ABACK AT : English Turkish Redhouse
(-e) şaşakalmak, çok şaşırmak
BE TAKEN ABACK BY : English Turkish Redhouse
(-e) şaşakalmak, çok şaşırmak
BE TAKEN ILL : English Turkish Redhouse
hastalanmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani