English Turkish Redhouse
WOW : English Turkish Redhouse
wowwau ünlem
Oh,
..!/O,
..!/Harika! (Hayranlık belirtir.).
Vay!/Hayret bir şey!/Vay anasını! (Hayret belirtir.). fiil, konuşma dili (birini) hayran etmek, mest etmek
WRACK : English Turkish Redhouse
wrackräk isim bakınız go to wrack and ruin fiil bakınız be wracked by be wracked with
WRAITH : English Turkish Redhouse
wraithreyth isim hayalet
WRANGLE : English Turkish Redhouse
wran.gleräng'gıl fiil
ağız kavgası yapmak.
münakaşa etmek.
münakaşa ederek (bir şey) elde etmek.
(kovboy) sığır veya atlara bakmak. isim ağız kavgası; ağız kavgası yapma
WRANGLER : English Turkish Redhouse
wran.glerisim kovboy
WRAP : English Turkish Redhouse
wrapräp fiil (wrapped/wrapt, wrapping) (paket v.b.'ni) sarmak: Do you want me to wrap this? Bunu sarayım mı?
WRAP UP : English Turkish Redhouse
(paket v.b.'ni) sarmak.
(soğuğa karşı) kalın giyinmek, sarınıp sarmalanmak.
konuşma dili (toplantıyı, işi) bitirmek
WRAPPER : English Turkish Redhouse
wrap.perräp'ır isim
(bir nesneye sarılmış) ambalaq kâğıdı.
(kitap için) ceket, şömiz.
(giysi olarak) sabahlık
WRAPPING : English Turkish Redhouse
wrap.pingräp'îng isim ambalaq kâğıdı
WRAPPING PAPER : English Turkish Redhouse
ambalaj kâğıdı
WRATH : English Turkish Redhouse
wrathräth, [İngiliz İngilizcesi] rath/rôth isim gazap, büyük öfke
WRATHFUL : English Turkish Redhouse
wrath.fulsıfat gazaba gelmiş; gazaplı; gazap dolu
WREAK : English Turkish Redhouse
wreakrik fiil bakınız wreak damage on wreak havoc with wreak one's anger on wreak vengeance on
WREAK DAMAGE ON : English Turkish Redhouse
-e hasar vermek
WREAK HAVOC ON : English Turkish Redhouse
-e çok zarar vermek;
i kasıp kavurmak,
i mahvetmek
WREAK HAVOC WITH : English Turkish Redhouse
-i altüst etmek
WREAK ONE'S ANGER ON : English Turkish Redhouse
öfkesini
den çıkarmak, hıncını
den almak
WREAK VENGEANCE ON : English Turkish Redhouse
-den öç/intikam almak
WREATH : English Turkish Redhouse
wreathrith isim çelenk
WREATHE : English Turkish Redhouse
wreatheridh fiil
(bir şeyin) üstünü örtmek; sarmak: Mist wreathed the peaks. Dağların tepeleri sisle sarılıydı.
(duman) döne döne yükselmek
WRECK : English Turkish Redhouse
wreckrek fiil
kaza geçirmek; kazaya uğratmak.
yıkmak.
bozmak; mahvetmek. isim
trafik kazası.
gemi kazası.
gemi enkazı.
enkaz haline gelmiş şey, enkaz, harabe.
kazaya uğrama
WRECKAGE : English Turkish Redhouse
wreck.agerek'îc isim kazadan geri kalan parçalar, enkaz
WRECKER : English Turkish Redhouse
wreck.errek'ır
yıkmacı, yıkıcı.
otomotiv kurtarıcı, çekici
WREN : English Turkish Redhouse
wrenren isim çalıkuşu
WRENCH : English Turkish Redhouse
wrenchrenç isim
(somun veya vidaların sıkıştırılıp gevşetilmesi için kullanılan) anahtar.
sert bir çekiş. fiil
sert bir şekilde çekmek.
(bir uzvu) burkmak, (bir uzuv) burkulmak; (adaleyi) fazla çekerek incitmek: She's wrenched her ankle. Ayağını burktu./Ayağı burkuldu
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani