English Turkish Redhouse
BE TAKEN UP WITH : English Turkish Redhouse
ile meşgul olmak
BE TAKEN WITH : English Turkish Redhouse
-den hoşlanmak,
den etkilenmek
BE TANGENT TO : English Turkish Redhouse
-e teğet geçmek
BE TANGLED : English Turkish Redhouse
up (karmaşık bir durumun) içinden çıkamamak.
with (iyi olmayan bir iş veya kimseye) bulaşmak
BE TANTAMOUNT TO : English Turkish Redhouse
ile aynı olmak, ile eşanlamlı olmak
BE THE DEATH OF : English Turkish Redhouse
-in ölümüne neden olmak
BE THE RUIN OF SOMEONE : English Turkish Redhouse
irini mahvetmek
BE THE SPIT AND IMAGE OF : English Turkish Redhouse
hık demiş (birinin) burnundan düşmüş olmak
BE THE SPITTING IMAGE OF : English Turkish Redhouse
hık demiş (birinin) burnundan düşmüş olmak
BE THE VICTIM OF : English Turkish Redhouse
-in kurbanı olmak
BE THERE : English Turkish Redhouse
var olmak: Two hours later the pain was still there. İki saat sonra hâlâ ağrı vardı. She's always there when you need her. Ne zaman ihtiyacın olsa yardıma hazırdır
BE THICK WITH : English Turkish Redhouse
ile kaplı olmak: This table's thick with dust. Bu masa toz içinde. The courtyard was thick with smoke. Avlu duman içindeydi.
çok miktarda bulunmak, kaynamak: The house was thick with fleas. Ev pire kaynıyordu
BE THIRSTY : English Turkish Redhouse
susamak: I'm thirsty. Susadım
BE THIRSTY FOR : English Turkish Redhouse
-i çok istemek,
e susamak
BE THROUGH : English Turkish Redhouse
(with) bitirmiş olmak.
(biri) işe yaramaz olmak.
(with) iki kişi arasındaki ilişki bitmiş olmak
BE THROWN BACK ON ONE'S OWN RESOURCES : English Turkish Redhouse
yalnızca kendi yetenekleriyle idare etmek zorunda kalmak
BE THUNDERSTRUCK : English Turkish Redhouse
şaşırıp kalmak; donakalmak; hayretler içinde kalmak
BE TICKETED FOR : English Turkish Redhouse
(bir şeyin) (belirli bir şey veya yere) verilmesi planlanmak.
(birinin) (belirli bir yere) aday gösterilmesi planlanmak; (birinin) (belirli bir yere) uygun bir aday olduğu söylenmek
BE TICKLED : English Turkish Redhouse
konuşma dili
son derece memnun olmak.
çok eğlenmek, çok gülmek
BE TIED TO : English Turkish Redhouse
-e bağlı olmak,
e tabi olmak
BE TIED TO A WOMAN'S APRON STRINGS : English Turkish Redhouse
ir kadının tahakkümü altında olmak
BE TIED UP : English Turkish Redhouse
meşgul olmak.
in (para) (belli bir şeye) yatırılmış olmak.
(para) (hukuki yönden) ancak belirli birkaç amaç için kullanılabilmek; (mülk) (hukuki yönden) satılamamak veya intikal edememek
BE TIRED OF : English Turkish Redhouse
-den bıkmak,
den usanmak
BE TO BLAME FOR : English Turkish Redhouse
suçlusu olmak
BE TO SOMEONE'S DISADVANTAGE : English Turkish Redhouse
irini zararına olmak, birinin aleyhine olmak
- Azerbaijani
- Azerbaijani To Azerbaijani
- Azerbaijani To English
- Azerbaijani To Persian(Farsi)
- Turkish
- Turkish To Turkish
- Turkish To English
- Turkish To Germany
- Turkish To French
- English
- English To Azerbaijani
- English To Turkish
- Germany
- Germany To Turkish
- French
- French To Turkish
- تورکجه
- تورکجه To Persian(Farsi)
- تورکجه To تورکجه
- Persian(Farsi)
- Persian(Farsi) To Azerbaijani