Multilingual Turkish Dictionary

English Turkish Redhouse

English Turkish Redhouse
BE UP FOR GRABS : English Turkish Redhouse

konuşma dili(boş bir kadro, kontrat v.b.) adaylara açık olmak: This contract's up for grabs. Bu ihale kapanın elinde kalır

BE UP IN ARMS : English Turkish Redhouse

ateş püskürmeye hazır olmak.
ayaklanmış/isyan halinde olmak.
öfkelenmiş olmak

BE UP ON : English Turkish Redhouse

i iyi bilmek.
den haberi olmak

BE UP SOMEONE'S ALLEY : English Turkish Redhouse

konuşma dilibiri için biçilmiş kaftan olmak, (tam) birine göre olmak: This qob is right up your alley. Bu iş tam sana göre

BE UP TO : English Turkish Redhouse

(bir şeyi) yapabilmek: He's still not up to seeing people. Hâlâ insanlarla görüşebilecek durumda değil. I don't think she's up to doing a job like that. Bence öyle bir işin üstesinden gelemez o. Is he up to playing that rôle? O rolü becerebilir mi?
konuşma dili (bir şeyi) yapmak: What are you up to these days? Bugünlerde ne yapıyorsun?
konuşma dili (kötü bir şey) yapmak; (iş/dolap) çevirmek; (halt) karıştırmak/etmek: Just what are you up to? Ne halt karıştırıyorsun?
(bir şey) (birine) kalmak/düşmek; (birinin) seçimine kalmak, (birine) bağlı olmak; (birinin) sorumluluğunda olmak: It's up to you to finish it. Onu bitirme işi sana kaldı

BE UP TO PAR : English Turkish Redhouse

ticaret saymaca değerini bulmak.
iyi olmak, normal olmak

BE UPSET : English Turkish Redhouse

altüst olmak.
(favori rakip) yenilmek.
(mide) bozuk olmak.
üzgün olmak; sinirli olmak.
alabora olmak

BE USED UP : English Turkish Redhouse

tükenmek, harcanmak.
bitkin düşmek, bitmek, tükenmek

BE VEXED AT SOMETHING : English Turkish Redhouse

ir şeye canı sıkılmak

BE VEXED WITH SOMEONE : English Turkish Redhouse

irine kızmak

BE VULNERABLE TO : English Turkish Redhouse

(kötü bir şeye) açık/maruz olmak

BE WANTED BY THE POLICE : English Turkish Redhouse

polis tarafından aranmak

BE WANTING : English Turkish Redhouse

eksik olmak, noksan olmak: A few pages of this book are wanting. Bu kitabın birkaç sayfası eksik.
in
den yoksun olmak: That man is wanting in common sense. O adam sağduyudan yoksun

BE WARY OF : English Turkish Redhouse

den sakınmak.
e dikkat etmek

BE WASHED UP : English Turkish Redhouse

konuşma dilisilinmek, yıldızı sönmek

BE WAY OUT IN LEFT FIELD : English Turkish Redhouse

fena halde yanılmak, ıskalamak

BE WILD ABOUT : English Turkish Redhouse

konuşma dili-e hayran olmak,
e bayılmak

BE WILLING TO : English Turkish Redhouse

-e razı olmak

BE WIPED OFF THE FACE OF THE EARTH : English Turkish Redhouse

yeryüzünden silinmek

BE WIPED OFF THE MAP : English Turkish Redhouse

haritadan silinmek

BE WISE TO : English Turkish Redhouse

konuşma dili(birinin) ne yaptığının farkında olmak; (durumun) ne olduğunun farkında olmak

BE WITH IT : English Turkish Redhouse

argoçağın hiç gerisinde kalmamak; çağı yakalamak

BE WITH SOMEONE : English Turkish Redhouse

irinin ne demek istediğini anlamak

BE WITHIN ARM'S REACH : English Turkish Redhouse

elinin altında olmak

BE WITHIN EARSHOT : English Turkish Redhouse

(yakın olduğu için) işitebilmek, duyabilmek